Tanrı ile Sohbet kitabının analizi ve tanıtımı ile devam ediyoruz. Çok uzun zaman geçmeden mehmettekeci.com kitaplar hakkında bilgi alabileceğiniz, içeriğini öğrenebileceğiniz bir blog haline gelecek. Bugün new age akımının önemli kitaplarından Tanrı ile Sohbet kitabını değerlendireceğim sizler için.
Tanrı ile sohbet kitabının anlatım tekniği
Tanrı ile sohbet kitabının anlatım tekniğine baktığınızda çok içten bir anlatımı olduğunu hemen daha ilk sayfalarda fark edeceksiniz. Kitabı okurken sanki soruları yazar değil de siz soruyormuşsunuz hissine kapılacaksınız.
1998 yılında ilk cildi çıkan kitabın yazarı olan Neale Donald Walsch kitabı muhteşem bir kurgu üzerine oluşturmuştur. İçindeki “Ben”e Tanrı adını veren Walsch, sorular sormuş ve cevabını insanın içini ısıtacak kadar samimi anlatımlarla vermiştir.
2005 yılında okuduğum ve hayatımda önemli değişiklikleri tetikleyen bu kitabın başka bir özelliği ise kitap bittiğinde sanki kitabı siz yazmış ve son noktayı siz koymuşsunuz hissi vermesidir. Kah güldüğünüz, kah ağladığınız, kah hayretler içinde kaldığınız, kah bir şelalenin kenarında içinize temas ettiğiniz bu kitabın aslında “insan” denilen varlığın kendi yol haritasını çizebileceği, kendi hayatını kontrol edebileceği, kendi yolunun rotasını kendinin çizebileceği cesaretin kendinde var olduğunu hissettirmesi hatta harekete geçirmesidir.
4 cilt olarak çıkan kitabın her biri sanki sizin hayat yolculuğunuzmuş gibi bir serüvenin içine sizi sokmasıdır. Bıkmadan bir su duruluğunda okuyabileceğiniz kitabı bitirdiğinizde geçmişte yaşadığınız günlere üzülebilirsiniz. Çünkü kitabı bitirdiğinizde ne kadar büyük bir kapasiteniz olduğunun farkına varacaksınız.
Kitabı bitirdiğinizde bir şeyin daha eksik olduğunu fark edeceksiniz. İstediğiniz kadar zengin olun, hep sevdiklerinizle olun, istediğiniz hayatı yaşamış olun. Anlayacağınız yaşadığınız hayatta madde boyutunda hiçbir şeyinizin eksik olmadığını farz edin. Ancak yine de tamamlanamadığınızı anlayacaksınız. Bu eksikliğin farkına işte bu kitabı okuyunca varacaksınız. Gönül gözü ile bakamadığınızı fark edeceksiniz. Her şeyin madde olmadığını, maddenin bir ruhu olduğunu, aslında maddeyi yaşamın hizmetine sokabilmek için gönül gözü ile bakmak gerektiğini anlayacaksınız.
Tanrı ile Sohbet Kitabının Filmi
Tanrı ile Sohbet kitabının bir de filmi var. Yazarın hayatını anlatan film kitap kadar vurucu olmasa da, kitabı bitirdikten sonra izleminizi tavsiye ederim. Conversations With God (Tanrı İle Sohbet) filmini izlediğinizde yukarıda eksikliğini hissettiğimiz gönül gözü ile bakmanın hayatımızda ne kadar büyük değişimlere sebep olabileceğini bir kez daha fark edeceksiniz.
Sorularınıza cevap belki de sizde.
Sorularınıza bulamadığınız cevap belki de içinizde…
Kafanızda oluşturduğunuz Tanrı yerine, içinizdeki “Ben”i sevseydiniz, onu yalnız bırakmasaydınız belki de her şey bu kadar zor olmayacaktı.
Sorular, sorular ve bulamadığımız cevaplar.
“Bu hayat bittiğinde ne olacak?
Bizden önce giden sevdiklerimizle yeniden buluşacak mıyız?
Tanrı bizi orada karşılayacak mı?
Yargı Günü var mı?
Sonsuzluğa kadar lanetlenecek miyiz?
Cennete gidebilecek miyiz?
Ölümden sonra neler olduğunu gerçekten bilebilecek miyiz?
Bir şey olacak mı?
Bu yanıtları bilseydik hayatımızı çok farklı yaşar mıydık?
Ölmekten daha az korksaydık, hayatımızı daha az korkuyla ve daha çok sevgiyle yaşar mıydık?
Bu kitap, ölümden sonra ne olduğunu bilmeyenlere ve bu yüzden hayatın ne olduğunu anlamayanlara.
Bu kitap, hayatın formülünün farkında olmayanlara.
Bu kitap hayatı bir bilmece olarak görenlere.
Bu kitap, tüm bunlarla ilgili bir şeyler bilip bazen bildiklerinden şüpheye düşenlere.
Bu kitap, sadece korktuklarını bilenlere.
Bu kitap yukarıdaki gruplardan hiçbirine girmeyip, başkalarına yardım etmek isteyen ama nasıl yardım edeceğini bilmeyenlere” kısaca cevabını bulamayacağınız bir çok soruya cevap olacak.
4 ciltlik kitabı bitirdiğinizde kendinize güvenecek, kendinize yeni bir hayat rotası çizecek, sorularınıza cevapların sizde olduğunu öğreneceksiniz. Hangi inanca sahip olursanız olun, Tanrınızın içinizde olduğunu ve başka yerde aramak zorunda olmadığınızı anlayacak ve yaşadığınız evrene daha çok katmadeğer üretmeye başlayacaksınız.