DinKişisel GelişimYaşam

Tanrının Koltuğunda Oturan Çakma Tanrıcıklar

Herkes gökyüzünde bir yıldızdır ve her yıldızın yolculuğu aynıdır, sadece yolculuğunun konforunu kişi kendisi ayarlar. Herkes okyanusun kenarındaki bir kum tanesidir ve her kum tanesi okyanusun içinden sahile düşmüştür.

Din anlatanların önünde iki yol vardır.
1- Ya anlattıkları ile huzur, barış ve esenlik dağıtırlar.
2- Ya da Tanrının mesajını en iyi anlatıyorum yanılgısına düşerek Tanrılık koltuğuna otururlar.
Bir üçüncü yol yoktur.

Yaratan mesajını göndermişse ve gönderdiği mesaj açık ise bir başkasının teviline, tefsirine ve açıklamasına gerek yoktur.
Hakikat bilgisi her zaman kendini ispat edecek kudrettedir. Kendini aklayamayan hiçbir bilgi hakikat olamaz.
Din gönüllere yağmur gibi huzur, esenlik ve barış olup yağabiliyorsa bir işlevi vardır. Kuruyan gönülleri yeşertemeyen bilgi ilahi kaynaklı olamaz.
Eğer bir kişiden din adamı olarak bahsetmek gerekirse ancak barış, esenlik ve huzur dağıtabiliyorsa bu titr’i taşımayı hak ediyor demektir.
Tanrının mesajını bir kimsenin açıklamaya cüret etmesi izah edilebilecek bir durum değildir.
Bu Tanrının anlatmayı beceremediği şeyi ben anlatıyorum demektir. Bu Tanrıyı koltuğundan kaldırıp onun yerine talip olmak demektir.

Bugün din anlatan ve Kur’an anlatmaya çalışanların düştüğü durum tam da budur. 1400 yıldır Tanrı öyle demedi, böyle dedi diyerek kütük gibi yazılmış binlerce cilt tefsir Tanrı mesajının anlaşılmasına yetmemiştir. O halde bu kapıyı durmadan zorlamanın bir anlamı yoktur. Zorlayanların iyi niyetlerinden şüphe etme vaktimiz gelmiş ve hatta geçmektedir. Hakikat dağ başındaki çobandan, üniversite kürsüsündeki profesöre kadar herkese mesajını ulaştırabilen gerçekliktir. Bir başkasının açıklamasına, izah etmesine ve teviline ihtiyacı yoktur.

İnsanları cahil yerine koyup “avam” diye küçümseyerek “alim” sıfatı ile Tanrı koltuğuna oturup oradan seslenenlere buradan net bir şekilde sesleniyorum.
O koltuk ile para kazanıyor, o koltukla statü elde ediyor ve o koltuk ile varlığınızı devam ettiriyorsunuz.

Bugün devran sizin devranınız olabilir.
Ancak Tanrı koltuğu tek kişiliktir.
Bugüne kadar, Firavunlar, Nemrutlar ve Deccallar hüsrana uğrayarak o koltuğu terk etmek zorunda kalmışlardır. Tanrı adına ahkam kesmeyi bırakıp, sıradan insanlar olmayı tercih ediniz.
Herkes gökyüzünde bir yıldızdır ve her yıldızın yolculuğu aynıdır, sadece yolculuğunun konforunu kişi kendisi ayarlar. Herkes okyanusun kenarındaki bir kum tanesidir ve her kum tanesi okyanusun içinden sahile düşmüştür.
Sistemde kimsenin ayrıcalığı yoktur. Herkes aynıdır ve öyle olacaktır. Yandığınız cehennem ateşi ile insanları yakmaktan vazgeçiniz ve ruhbanlık koltuğunu terk ederek Tanrının ağzından insanlara emir yağdırmayı ve insanları cehenneme doldurmayı terk ediniz.

Bu size bir dost tavsiyesidir.
Yaratıcı kudret herkese aynı mesafededir. Ayrıcalıklı bir sınıf olmadığınızı idrak ediniz.
Bu geleceğinizi kurtarmak için belki de sizin için son kapıdır.

İlgili içerikler
Kişisel GelişimYaşam

Ölüm ve Doğum -3-

Kişisel GelişimYaşam

Ölüm ve Doğum -2-

Kişisel GelişimYaşam

Ölüm ve Doğum -1-

DünyaYaşam

Ruhumuzun Sesi mi, Zihnimizin Sesi mi?

Paylaşımlardan anında haberdar olmak istiyorsan abone ol!