Şeker portakalı romanı konusu itibari ile çok güzel yazılmış ama ülkemizde herkesi memnun edememiş kitaplardan bir tanesidir. Benim düşünceme göre bunda kitabın içinde geçen bazı argo kelimelere takılıp, kitabın hikayesinde vermek istediği ana konudan uzaklaşmak geliyor. Şeker portakalı her yaştan insanın aslında keyifle okuyabileceği bir kitap. Çocukluğumuzdan itibaren elimizde olan ve nerede ise okullarda ödev olarak verildiği için herkesin kütüphanesinde olan bir kitap. Yine de merak edip okumayanlar için belirtmek isterim. Çok zeki ve akıllı bir afacanın öyküsüne katılın derim.
Kitabın yazarı taaa uzaklardan, Brezilyadan.
Her kitap analizinde yaptığımız gibi önce yazarla başlayalım.
Jose Mauro de Vasconcelos
Jose Mauro de Vasconcelos dünyaca ünlü Brezilyalı bir yazardır.26 Şubat 1920 yılında Rio kentinde Portekizli bir baba ve Kızılderili bir anneden dünyaya geldi. 11 çocuklu fakir bir ailenin içinde doğdu.
Natal kentinde bulunan akrabalarının yanına eğitimi için gönderildi. Liseyi Natal denilen kentte akrabalarının yanında tamamlayabildi. Kısa bir süre tıp eğitimi de alan yazar 24 Temmuz 1984 yılında Sau Paulo’da vefat etti.
Çok farklı işlerde çalışan yazar, bu farklı insanlar ile beraber olması dolayısı ile eserlerinin kahramanlarını onların arasından seçmiştir. Yaşadığı hayat roman ve hikayelerini şekillndirmiş adeta onlarla hayatını resmetmiştir. Yaşadığı çevrenin sosyokültürel yapısını eserlerinde çok iyi yansıtmıştır. Daha 22 yaşında “Yaban Muzu” adlı kitabını çıkarmış ve bu kitap çok başarılı olmuştur.
En büyük ününü getirecek olan Şeker Portakalını 12 günde yazdığını söyleyen yazar bu kitapta yazdıklarını 20 yıl boyunca yüreğinde taşıdığını söyler. Jose Mauro de Vasconcelos’un Şeker Portakalı kitabı hala günümüzde en çok satanlar listesinde kendine yer bulmuştur. Yoksul bir aileden geldiği için yoksul ailelerin yaşamını tüm gerçekli ile gözler önüne sermiştir. Buna rağmen roman ve hikayelerinde iyimserlik ve duygusallık hep önplanda olmuştur.
Şeker Portakalı’nın konusu ve anlatımı
Şeker Portakalı çok zeki bir çocuğun yolculuğu aslında…
Öğretmeni ve kız kardeşinden başka zekasına kimsenin inanmadığı ve herkesin “şeytan” diye isimlendirdiği bu çocuk aslında iflah olmaz bir hayalperest.
Kitabın harika bir kurgusu var.
Gerçekten özenilerek yapılmış bir çeviriden okuduğunuzda ufaklığın maceralarına katılmamanız mümkün değil.
Zeze aslında fakirliğin acısını küçüklüğünden beri sırtında taşıyan bir çocuk ve buna rağmen babasının doğum gününde ona hediye almak için ayakkabı boyacılığı yapacak kadar da özverili.
Zeze aslında kendisine hediye edilen şeker portakalına her derdini anlatan bir çocuk. Şeker portakalı ağacı onun için bir sırdaş.
Hayatında sırdaşı olan şeker portakalı ve sevdiği adam yok olunca boşluğa düşen Zeze geri kalan hayatını bunlarsız devam ettirmek zorunda kalacaktır.
Ve son söz
Şeker portakalı her yaştan insanın hayatında yer eden bir kitaptır. Her yaş değişiminde farklı duygular katar insana. Fakir mahallelerde kullanılan birkaç argo kelimeye takılmazsanız –ki takılmamalısınız- çok harika bir kitap. Herkesin dünyasında farklı bir yeri olan Şeker Portakalı okunduktan sonra belleğinizden silemeyecek ve hep öyküsünün kırıntıları dahi olsa ömrünüz boyunca beyninizde taşıyacağınız bir kitap.
Umarım her yaştan insana hitap eden bu kitabı okumadıysanız alır ve okursunuz.