Kitap Analizleri

Patasana Tabletleri İle Antik Çağa Yolculuk

Patasana bir kurgu roman
Antik çağlara kadar götürüyor insanı.
Antik Hitit kentinde bir kazı yapılmaktadır. Bu antik kent Gaziantep’tedir.
Kazı esnasında 3.000 yıl öncesine kadar giden tabletler bulunur ve bu tabletlerin bulunmasından itibaren ilginç bir şekilde cinayetler başlar.

Ahmet Ümit, Türk Edebiyatının son dönemde en çok okunan yazarlarından bir tanesi.. Onu okurken yorulmuyorsunuz. Karakter seçimlerinde çok başarılı. Yazdığı kitaplarda çok detaya boğarak sizi yormuyor. Genelde yerli romanlarda oldu gibi “Otomobil yavaş yavaş dar bir yoldan geçerken, yolun kenarında bulunan kavak ağaçları altın rengine bürünmüş yapraklarını birer birer döküyordu.

O sırada güneş yüksek bir tepenin ardından ışıklarını tüm ihtişamıyla ortaya çıkarıyordu” gibi detay veren cümleleri görmüyorsunuz. O yüzden okurken sıkılmıyorsunuz.
Çok sayıda eseri olan edebiyatçımızın kısaca hayatını öğrenmeye çalışalım.

Ahmet Ümit Kimdir?

1960 yılında Gaziantep’te doğdu. Babası bir kilim tüccarı, annesi terzilik yapıyordu. Ailenin 7 çocuğundan en küçüğü olarak dünyaya geldi. Daha lise yıllarında sürpriz olaylarla karşılaşmaya başladı. Lisede çıkan bir kavgadan dolayı 24 arkadaşı ile birlikte Gaziantep Atatürk Lisesinden Diyarbakır Ergani’deki bir liseye sürgün gönderildi.

Maceralı bir şekilde liseyi bitirdikten sonra 1979 yılında Marmara Üniversitesinde Kamu Yönetimi okumaya başladı. Üniversite yıllarında Vildan Hanım ile tanıştı ve onunla evlendi. Bu evlilikten Gül ismini verdikleri bir kızları dünyaya geldi.

Ahmet Ümit gerçekten sıra dışı bir adam. Komünizmi öğrenmek ve eğitim almak için Rusya’ya gitmiş. Ahmet Ümit hem şair, hem yazar. İlk şiir kitabını ülkesine ve eşine duyduğu özlemden dolayı yazdığı şiirlerden oluşan ‘Sokağın Zulasını’ çıkardı. O kadar çok okunan kitaplar yazdı ki siyasi kimliğinden daha çok kitapları ile konuşuldu. Polisiye romanların nerede ise edebiyat eseri sayılmadığı ülkemizde polisiye roman yazmakta ısrar etti ve bu alanda en çok okunan yazarların en önemlilerinden biri oldu.

İlk polisiye romanı ‘Çıplak Ayaklıydı Gece’ kitabı çıktığında artık yazarlık serüveni başlamıştı. Kitaplarından bazıları filme ve dizilere konu oldu, tiyatro eseri olarak sahnelendi

Ahmet Ümit hala ülkemizde kitapları en çok okunan yazarlardan bir tanesidir.

Patasana’nın konusu ve anlatımı

Patasana ile ilgili kitaptan çok önemli bir bölüm ile kitabı tanıtmaya başlayalım.

“Ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım. Tanrıların korkak haline getirdiği bir alçak. Alçakların en acınacak olanı, en tiksinti vereni. Yüreğini dalkavukluk, aklını düşmanlıkla besleyen sinsi bir saray yazmanı. Bedenine sinmiş soylu nefretini, görkemli giysilerin yüzündeki derin acıyı, tunçtan daha katı bir mutluluk maskesinin ardına gizleyerek Hatti kralının emrine koşan ikiyüzlü bir tören adamı.

Sevdiği kadın, aşkı uğruna ölürken, kralına bağlılığın vakarıyla ellerini göğsünde kavuşturarak sessiz kalmayı seçen, yeryüzünün en onursuz erkeği. Erkeklerin yüz karası. Aşkı için ölmenin yüceliği yerine, sarayın taş duvarlarında büyüyen kendi değersiz varlığının görkemli gölgesine sığınmaktan çekinmeyen, sefihlerin en rezili. Ben ölüler içinde yüzen, ben, tanrılar tarafından alnına, ‘Sonsuza kadar acılar içinde kıvranacaktır,’ yazılan Saray Başyazmanı Patasana.”

Aslında kitaptaki konu üzerinden Türkiye’de son 20 yılda yaşanan olayların izlerini yakalayabilirsiniz. Kitaptan yaptığım alıntıdan da anlayacağınız gibi Patasana, Hitit döneminde yaşamış bir saray yazmanı.
Gaziantep’e gelen kazı ekibi buldukları tabletlerde Patasana’nın çocukluğundan beri yaşadığı olayları duygusal bir dille anlatmış olduğu tabletlere ulaşırlar.

Tabletleri Patasana gizli yazmıştır zira saray yazmanlarının kralın bilgisi dışında ve devleti küçük düşürecek şeyler yazmaları yasaktır.
Romanda önemli bir karakter olan Esra kazının sorumlusudur ve kitapta kazıyı anlatan hatta okuyucuyu yönlendiren önemli bir kişidir. Patasana’ya göre yazdıkları şeyler önemsizdir ancak arkeologlar bu yazıları çok önemli bulurlar.

Cinayetler Başlıyor

Kazının yapıldığı alanın çok yakınında köylülerin Kara Kabir diye isimlendirdikleri yatırın 20-30 metre yakınındadır ve köylülerden bu durumdan ciddi olarak rahatsızdırlar. Tam bu sırada Hacı Settar isimli yaşlı adam köyün cami minaresinden aşağıya atılarak öldürülür. Ahali bunu kazı çalışmaları nedeniyle Kara Kabir’in rahatsız edilmesine yorarlar.

Esra bu durumdan çok rahatsız olmuş ve üzülmüştür. Cinayeti aydınlatmak için Yüzbaşı Eşref onlara yardım eder. Bu çalışmalar sırasında Esra ile Yüzbaşı Eşref arasında duygusal bir yakınlaşma olmuştur.

Bu sırada bir sürü cinayet işlenir ve kazı ekibinden Elif’in ayağını akrep sokması neticesinde hastaneye kaldırılır ve orada doktorun babası ile ilgili anlattığı bir cinayet Esra’nın kafasında bazı soru işaretleri oluşturur. Çünkü doktorun babasının öldürüldüğü cinayet ile kazı bölgesinde gerçekleşen cinayetler arasında benzerlikler vardır.

Bu arada kazı çalışmaları ile ilgili bilgi verecekleri bir basın toplantısı için yola çıkacakları anda Kemal’in ölü bulunduğu haberi gelir. Esra dahil herkes birbirini suçlamaya başlamıştır. Bütün zorluklara rağmen basın toplantısını yaparlar ve basın toplantısında gerçekleşen bir olay cinayetler zincirinin düğümünü çözer ve hikaye böylece son bulur.

Ve son söz!

Ahmet Ümit kitapları ilginizi çekti mi bilmiyorum. Ben özellikle polisiye romanlarındaki ustalığını fark ettim. Polisiye romanlarında zaman zaman Sherlock Holmes havası yakalasanız da okunmaya değer bir kalem Ahmet Ümit. Bugün en çok okunan kitapların yazarı olması da bunun bir göstergesidir.



İlgili içerikler
Kitap AnalizleriSanat

Allah'ı Arayan İmam Kitabının Analizini Özgür Köktürk yaptı.

Kitap Analizleri

Rahibe ; Denis Diderot'un Kaleminden Bir Başyapıt

Kitap Analizleri

Soykırım Bir İnsanlık Utancının Kaleme Alınmış Acı Hikayesi

Kitap Analizleri

Uğultulu Tepeler Emily Bronte'nin Kaleminden Harika Bir Kitap

Paylaşımlardan anında haberdar olmak istiyorsan abone ol!