(Özal dönemi)
Özal’dan sonra ise her şeyi satabileceğimizi öğrendik. Özal her şeyin bir ederinin olduğu fikrini bu millete aşıladı. Her şeyin satılabileceğini gösterdi. İşte o günden sonra değer verdiğimiz nerede ise her şeyi satmaya başladık. Bu çöküş hala devam etmektedir ve nerede duracaktır bilinmemektedir.
Özal aslında
siyasi hayatımıza 24 Ocak kararları ile girdi.
Kısa süre sonra 12 Eylül 1980 askeri harekatı olduğu için siyasi hayat
kesintiye uğradı.
Özal askeri yönetim tarafından atanan hükümette Başbakan yardımcısı idi.
1983 yılında
Anavatan Partisini kurarak askeri yönetimin desteklemesine rağmen Milliyetçi
Demokrasi Partisini geride bırakarak seçimden birinci çıktı. Hükümeti kurdu.
Özaldan önce bizler neyi satacağımızı ve nelere değer vereceğimizi biliyorduk.
Özal’dan sonra ise her şeyi satabileceğimizi öğrendik. Özal her şeyin bir
ederinin olduğu fikrini bu millete aşıladı. Her şeyin satılabileceğini
gösterdi. İşte o günden sonra değer verdiğimiz nerede ise her şeyi satmaya
başladık. Bu çöküş hala devam etmektedir ve nerede duracaktır bilinmemektedir.
1980 öncesinde daha çok korumacı bir yapı ile yürütülen ekonomi Özal’ın gelmesi
ile liberal ve daha çok rekabete dayalı bir yapıya kavuştu. Ancak
denetimlerdeki yetersizlik hayali ihracat ve haksız yere devletten Katma değer
alanların sayısını bir anda çoğalttı. Özal’ın mimarı olduğu ve “24 Ocak
Kararları” olarak nitelendirilen tedbirler, ekonomik politikanın yoğun
hükümet düzenleme ve kontrolünden ziyade daha etkin piyasa güçlerine, dış
rekabete ve dış yatırımlara ağırlık verecek şekilde yeniden düzenlenmesine
dayanıyordu.
Piyasayı artık arz ve talep dengesi yönetmeye başladı. Döviz bulundurmak ve döviz ile alışveriş yapmak serbest hale geldi. Özal döneminde baş edilemeyen en büyük handikap enflasyon olmuştur. Enflasyon oranı 1984’te yüzde 50,3, 1985’te yüzde 43,2, 1986’da yüzde 29,6, 1987’de yüzde 32, 1988’de yüzde 68,3 ve 1989’de yüzde 69,6 olarak gerçekleşti. Özal iktidarları döneminde ortalama Türkiye 5.2 dolaylarında her yıl kalkınma gerçekleşti.
1984 yılında ilk atılan kurşunla başlayan PKK terörü artan periyotlarla devam etmiş ve 40.000’nin üzerinde insanımızın ölümüne neden olmuştur. Aradan geçen 36 yıla rağmen hala ülkemizin değerleri yok olmaya devam etmektedir. Çekiç güç adı altında ülkemize yerleşen ABD öncülüğündeki askerlerin göreve başlamasıyla PKK terörü canlanmış ve can kayıpları bu dönemde daha da çok artmıştır.
Kendi
zamanında patlak veren Körfez savaşına Amerika ile beraber savaşa girmek için
çok çabalamış bir koyup üç kazanma hevesine ulaşamamıştır. KİT adı verilen
devletin yönetimindeki sektörler özelleştirme kapsamına alınmıştır. 1985’ten
itibaren 244 kuruluştaki kamu hisseleri, 22 yarım kalmış tesis, 386 taşınmaz, 6
otoyol, 2 boğaz köprüsü, 103 tesis, 6 liman, şans oyunları lisans hakkı ile
araç muayene istasyonları özelleştirme kapsamına alındı. Ayrıca 1988’de
uygulamaya konulan halka arz yöntemiyle özelleştirilen kuruluşlar arasında
Kepez Elektrik, ERDEMİR, POAŞ, Çukurova Elektrik, PETKİM, THY, TÜPRAŞ gibi
kuruluşlar yer aldı.
Ülkeye ilk defa Katma değer vergisini getirdi. Çalışanların ve emeklilerin
harcamalarından vergi iadesi alma dönemi de Özal zamanında başlamıştır. Turgut
Özal’ın 1980’lerde otoyol hamleleri ile bu alanda yeni bir ivme yakalandı. Yurt
içi yolcu ve yük taşımada maliyeti daha az olan karayolu sistemine ağırlık
verilirken, yapılan atılımlarla köy yolları asfaltlandı, otoyol yapımı
hızlandı. 1985’te İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kuruldu. Kamu Ortaklığı
Fonu ve Toplu Konut Fonu, altyapı ve konut yatırımlarına kolaylık sağlarken ve
bu alanda önemli adımlar atıldı.
Fatih Sultan Mehmet köprüsü Özal zamanında açıldı. Açılan otoyol ve köprülerden ücretli geçiş dönemi de Özal dönemi ile yerleşti.
1988 yılında bir il kongresinde Kartal Demirağ tarafından suikast teşebbüsünde bulunuldu ve elinden yaralı olarak sağ kurtuldu. Daha sonra cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine suikast düzenleyen kişiyi affetti.
Özal
zamanında:
-Güney Doğu Anadolu (GAP) projesi uygulamaya konuldu.
-Avrupa Ekonomik Topluluğuna üyelik başvurusu yapıldı.
-Karadeniz Ekonomik işbirliği projesi gerçekleştirildi.
-Dış ticaretin geliştirilmesi için işadamlarının dünyayı dolaşmaları sağlandı.
-Özelleştirme programı yapıldı
-Katma Değer Vergisi Kanunu çıkarıldı.
-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru hakkı kabul edildi.
-İstanbul Menkul Kıymetler Borsası geliştirildi.
-Turizm sektöründe önemli gelişmeler sağlandı.
-Otoyollar yapıldı.
-Bilgisayar toplumun hayatına sokuldu.
-Elektrik enerjisi üretiminde artışlar sağlandı.
-Telekominikasyonda gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşıldı.
-Elektriksiz ve telefonsuz köy kalmaması için çalışmalar yapıldı.
– Türk ekonomisi ortalama 5,2 büyüdü.
-Yerel yönetimler ve belediye kanunu yenilendi, büyükşehir belediyesi kavramı
getirildi.
-Bürokrasinin azaltılması ve işlemlerin kolaylaştırılması için çaba harcandı.
– Devlet kontrolünde olan televizyon yayıncılığına özel kesim de dahil edildi.
-TCK’nun 141-142 ve 163. Maddeleri kaldırıldı.
Ekonomik ve sosyal hayatımızda olabildiğince değişimler ve dünya ile entegrasyon en üst düzeye çıkmış ancak toplumsal değerlerimizden çok şeyleri kaybettiğimiz bir dönemdir Özal dönemi. İnsanların banka ile tanıştığı kazancından fazla paraları kredi ile bankadan alarak toplumsal darboğazların yaşandığı, intiharların ve ailerin yok olduğu, herkesin her şeyin bir fiyatının olduğunu kabul edip, rahat yaşayabilmek için her şeyi satabileceğini gösterdiği bir dönemdir.
Bugün Topkapı’da Adnan Menderes’in anıt mezarı yanındaki araziye gömülerek kendine de bir anıt mezar yapılan Özal iyisi ve kötüsü ile çok partili siyasi hayatımızın en önemli aktörlerinin arasına girmiştir. Kişisel düşüncem, yaptıklarını toplumsal değerlerimizi örselemeden yapabilseydi siyasi hayattaki yerini gönülllere de yazdırabilirdi