GündemSiyasetYaşam

Cumhuriyet Halk Partisi Bilinçli Olarak Tabela Partisi Haline mi Getiriliyor?

Cumhuriyet Halk Partisi ile ilgili yazdığım bu dördüncü inceleme yazısı sanırım. Yazmış olduğum bu makalelerde gördüklerimi siyasi argümanları içeren cümlelere boğmadan basit şekilde anlatmaya çalışıyorum. Bu inceleme yazısında da aynı yolu takip edeceğim.

AKP’nin 2000 yılında ABD’de oluşturulmuş bir proje partisi olduğunu daha önceden birçok defa yazmıştım. CHP’nin bu tarihten itibaren oluşturulan yönetim kadrolarının da bu projenin gerçekleşmesi için dizayn edildiğine inanmaya başladım. Bunu destekleyecek en önemli izlenimim; CHP artık CHP’li olmayanların partisi haline getiriliyor. Yavaş yavaş ve ürkütmeden gerçekleştirilen bu operasyon ile CHP’nin kurucu ayarları ile oynanıyor ve içi boşaltılıyor. Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday belirleme süreçleri ve seçimden sonra yaşanan gelişmeler şunu net olarak gösteriyor ki, CHP bir proje ile tabela partisi haline getirilmeye çalışılıyor. CHP yönetimi buna bilinçsiz alet oluyorsa büyük bir sorunun, bilinçli alet oluyorsa büyük bir ihanetin içinde olduklarını net olarak ifade edebilirim.

Bilinçsiz bir şekilde bu oyunun içindelerse CHP yönetim kadrolarını iyi seçemiyor demektir. (Bunu Müzmin muhalefet yazımda anlatmıştım) Bu çok büyük bir sorundur. Oynanan bu oyunun içinde bilerek bulunuyorlarsa bu büyük bir ihanettir. Cumhuriyeti kuran iradenin kurduğu bir partinin yöneticilerinin bu ihanetin içinde olmaları aynı zamanda cumhuriyetin kurucu ayarlarını da yok eden bir oluşuma destek oldukları anlamına gelir ki, bunun affedilebilecek bir tarafı yoktur. Özellikle 2010 yılından sonra hızlanan periyotta cumhuriyetin değerleri ile oynanırken ve cumhuriyetin değerleri teker teker elden giderken CHP yönetiminin eleştiri yapmaktan başka hiçbir şey yapmamaları manidardır.

Şunu da belirtmek isterim. Son yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra CHP yönetim kadrosundan tek bir kişinin dahi sorumluluk üstlenerek istifa etmemesi, ekonomik ve sosyal şartların çekilmeyecek kadar ağırlaştığı bu dönemde sine-i millete dönmek ya da yasal başka eylemlere ön ayak olmak yerine mecliste oynanan parmak kaldır indir oyununa devam ediyor olmaları yukarıda saydığım şüpheleri ciddi anlamda kuvvetlendirmektedir. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra CHP üst yönetiminin yapacağı tek bir hamle kalmıştı. Aksi takdirde “mat” denilecek ve oyun bitecekti. Üst yönetim komple milletten özür dileyecek ve istifa edecekti. İşte o zaman elinde tek şah kalan CHP, karşı kulvarın kalelerini doğru adaylar ile bir önceki belediye seçimlerinde zaten almıştı, şimdi de veziri alacak ve belki de o da şah diyecekti. Bunu yapmayarak ne yazık ki “mat” seçeneği ile karşı karşıya kaldılar ve milleti de bu seçenek ile başbaşa bıraktılar.

Delegeler ile değil, üyeler tarafında seçilen ilçe, il ve genel merkez yönetimi ve yepyeni bir vizyon ile toparlanma gerçekleştirilebilir ve mat olmaktan kurtulunabilirdi. Ancak bu süreçte ne yazık ki CHP üst yönetimi oynanan bu talihsiz projeye yardım ve yataklık yapmaya devam etmektedirler. Bundan sonra Kemal Kılıçdaroğlu hangi hamleyi yaparsa yapsın ona inanacak bir kitle kalmamıştır. CHP şunu ne yazık ki görmek istemiyor. Koltuk benim olsun da nasıl olursa olsun mantığı yüz yılda kazanılan bütün kazanımların elden çıkarken seyredilmesine sebep olmuş ve oyun bitmiştir. Ülke iflas etmiş ve demokrasi denilen şeyin sadece seçimden başka hiçbir geçerli argümanı kalmamıştır. Onlarda biliyor artık oyunun bittiğini. Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP seçmeninin ciddi bir bölümü CHP’ye oy vermedi. Cumhurbaşkanlığında kerhen Kemal Kılıçdaroğlu’na oy veren CHP seçmeni, milletvekili seçimlerinde başka partilere oy verdiler. Bunu partinin aldığı oy oranından net olarak anlayabilirler.

CHP seçmenini kerhen oy vermeye kadar götüren bu sürecin ancak cumhuriyet değerlerine bağlı bir yönetim tarafından sağlıklı değerlendirilebileceğini düşünüyorum. Koltuk olsun da nasıl olursa olsun ama benim olsun mantığı bugünkü CHP yönetiminde var olan insanların ana parolası haline gelmiştir. O yüzden 5-6 dönem milletvekili olanlar, mecliste parmak kaldır indir oyunundan başka tek bir icraatları olmayan siyasiler ve 13 yılda 13 seçim kaybetmesine rağmen hala koltuğunda oturmaya devam eden bir genel başkanın olduğu bir partide bunu başka türlü açıklamak mümkün değildir.

2024 Mahalli seçimleri



Önümüzde Mart ayının sonlarına doğru yapılması muhtemel mahalli seçimler var. Her yazımda belirttiğim gibi burada da tekrar belirteyim. CHP yönetiminin AKP yönetimine karşı başardığı iki başarı vardır.
1- Adalet yürüyüşü
2- 2019 yılında yapılan mahalli seçimlerde büyükşehirlerin AKP’nin elinden alınması.

2024 mahalli seçimleri şunu gösteriyor ki sosyal medya ve kamuoyunda “istifa et” çağrısı yapılan bir genel başkan, üst yönetimde bulunan nerede ise hiçbir siyasinin kabul görmediği, milletvekili seçimlerinde eski AKP’li ve FETÖ’cülerin meclise girmesine ön ayak olan CHP’nin kazandığı büyükşehir belediyelerinin çoğunu kaybedeceğidir. Bunu kırmanın tek bir yolu vardır ve bunda da başarılı olma şansı % 100 değildir. Toplum nezdinde kabul görmüş, sevilen ve aynı zamanda hükümete rağmen icraat yapabileceğine inanılan adaylar bulunabilirse bazı büyükşehir belediyeleri tekrar CHP tarafından alınabilir. Aksi takdirde yaşanan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçim facialarından sonra, yerel seçim faciası da kapıda beklemektedir.

Daha vakit varken umarım CHP genel başkanı büyük kongrede aday olmaktan vazgeçer ve yepyeni bir tüzük, yepyeni bir aday, yepyeni ve taze bir heyecanla yerel seçimlere gidilebilirse o zaman bir nebze umut ortaya çıkarılmış olur. Aksi takdirde girilecek seçim tam bir hayal kırıklığı ile sonuçlanacaktır.

Kemal Kılıçdaroğlu koltuğunda oturmaya devam ederse bir proje olduğu net olarak ortaya çıkacaktır. AKP’nin en bitik zamanında, en zor zamanında, ülkenin ekonomik olarak çöküşte olduğu zamanda bile AKP’ye karşı seçim başarısı kazanacak projeler ortaya koyup seçimi kazanamıyorsa biz anlarız ki, aslında seçim kazanmaya niyetli bir muhalefet yoktur.
Cumhuriyet değerleri teker teker ortadan kaldırılırken cumhuriyeti kuran iradenin partisi olan CHP’den kürsülerde yapılan eleştirilerden başka tek bir yasal eylem gerçekleştirilmemiştir. CHP bugün AKP’yi ne ile suçladı ise aynısını kendisi yapmaktadır.

Artık CHP’nin şu oyunu bozması gerekir. HDP olmadan bu seçim kazanılamaz imajını yıkması gerekir. Bu düşüncenin iktidar tarafından beslenilmesine çanak tutulmadan CHP’nin ülkenin bütün değerlerini kucaklayacak bir siyaset anlayışı içinde girdiği her seçimi kazanabileceği inancının vatandaşta oluşturulması gerekmektedir.

Bundan sonra;

Cumhuriyet Halk Partisinin bu ülkeye, bu ülkenin Cumhuriyet Halk Partisine ihtiyacı vardır. İki ulu çınarın tekrar aynı ruh eksenin buluşabilmesi için;
1- CHP yönetiminin komple istifa etmesi,


2- Cumhuriyetin kurucu ayarlarına geri dönmesi,
3- Hangi eksende siyaset yapılacak net olarak ortaya konulması,
4- Halkın güvenini kazanacak projelerin açıklanması,
5- Ve en önemlisi Atatürkçü düşünceyi iliklerine kadar yaşayan bir genel başkan tarafından yönetilmesi gerekir.

Cumhuriyet Halk Partisi gibi bir ulu çınarın bazı haşereler tarafından çürütülmeye çalışılmasına gönlüm razı gelmemektedir. Cumhuriyet Halk Partisi içinden çıkaracağı ve kurucu değerlere sahip bir yönetim ile içindeki haşereleri temizlemeyi başaracaktır. Bunu tüm kal

İlgili içerikler
DünyaYaşam

Ruhumuzun Sesi mi, Zihnimizin Sesi mi?

Kişisel GelişimYaşam

Aile Dizimi Üzerine

GündemYaşam

Gaflet, Dalalet ve Hatta Hıyanet İçinde Olanlar

Yaşam

Bu Gece Musa Özdağ Hocam Düştü Aklıma

Paylaşımlardan anında haberdar olmak istiyorsan abone ol!