Bir Aşk sayfası kitabı duygusal bir kitap.
Okurken sıkılacağınızı tahmin etmiyorum. Akıcı ve olabildiğince sürükleyici bir kitap.
Bunun yanında masum bir aşkın içinde sürüklenip giden bir anne ve kız ile beraber sizde onları takip edeceksiniz. Emile Zola usta kalemini konuşturmuş diyebilirim.
Kitap sıkılmadan okunabileceği gibi sizi peşinden sürükleyen bir kurguya sahip. Kitabı okurken sanki konunun nerede biteceğini az çok tahmin ediyorsunuz ama okumaktan da vazgeçemiyorsunuz. Tam da yaşanılan bu aslında..
Şimdi sizlere kitabın tanıtım yazısını sunayım ve ardından yazarımızı tanıyarak kitabın özetine geçelim.
Tanıtım yazısı
Emile François Zola, Fransa’da natüralizm akımının öncüsü olan ünlü bir yazardır. Zola’nın edebiyat dışındaki şöhreti ise, Dreyfus Davasında takındığı aydın tavrından kaynaklanmaktadır. 1897 yılında Fransız ordusunda Yahudi olması nedeniyle askeri yargının duyarsızlığına kurban giden yüzbaşı Dreyfus’u hükümetin bütün baskılarına rağmen savunan ve Fransa devlet başkanına hitaben “İtham Ediyorum” makalesini yayınlayan Zola, baskılardan dolayı Fransa’yı terkedip bir süre Londra’da yaşamak zorunda kaldı. Çabaları sonucunda Dreyfus Davası’nın yeniden görülüp adaletin yerini bulması sonucu yurduna döndü.
Emile François Zola kimdir?
Emile Zola 2 Nisan 1840 yılında Paris’te doğdu. Venedik göçmeni bir babanın oğlu ve yoksul bir ailenin çocuğu idi. Babasını küçük yaşlarda kaybetti. Emile Zola College Bourbon’da eğitim aldı. Zola Dumas kitaplarını okuyarak edebiyata merak saldı.
Paris Saint Louis’de eğitimine devam etmek için imtihana girdi fakat burada okuyamadı. İş hayatına atılmak istedi ancak iki yıl iş bulamadı ve işsiz yaşadı.
1866 senesinde hayatını yazarlığa adadı ve tam zamanlı yazarlık yapmaya karar verdi. Yazarın ilk romanı 1865 yılında yayınlandı. Fransız hükümeti ve ordusunun izlediği politikaları 1892 yılında Çöküş romanı ile eleştirdi.
Bu kitabı yayınlandıktan sonra 1902 yılında bir gün odasında şömineden çıkan zehirli gaz yüzünden zehirlenerek hayatını kaybetti. Emile Zola ‘nın suikasta kurban gittiğini düşünen kesimlerde var. Emile Zola’nın cenaze törenine elli bin kişi katıldı.
Bir Aşk sayfası
Bir aşk sayfası Helene isimli bir anne ve Jeanne isimli bir kızın öyküsü. Helene kocası ölmüş ve kızı Jeanne ile yaşayan bir annedir. Yası bitmeden kimse ile görüşmemeye çalışmaktadır. Kızının hastalığı sinirsel bir hastalıktır ve kızı kriz geçirmekte bu da kızı perişan etmektedir.
Kızının yine krizinin tuttuğu bir günde aile doktoruna ulaşamayan Helene yan komşuları doktor Henry’e kızını emanet eder. İyileşen Jeanne kendine geldiğinde Helene teşekkür etmek için doktor Henry’nin evine gittiğinde karısı Deberle tanışır. Madam Deberle ile onları bırakmaz ve böylece aralarında bir dostluk başlar.
Jeanne doktorun oğlu Lucien ile arkadaş olmuş Helene de Deberle ile arkadaşlığını ilerletmiştir ve komşuluk ilişkileri birbirleri ile sıkça buluşmalarla devam etmektedir. Birgün Juliette Deberle bir balo düzenlemek ister ve balo hazırlıkları günlerce sürer ve beklenen gün gelir.
Beklenmeyen aşk teklifi
Beklenmeyen aşk teklifi balo esnasında gelir. Doktor Henry baloda Helene olan aşkını itiraf eder. Helene’de doktora ilgisiz değildir ancak ilişkisini mesafeli tutmayı tercih eder.
Helene her ne kadar bu aşktan kendini uzak tutmaya zorlasa da en sonunda teslim olur ve her ikisi de bu aşkın girdabına teslim olurlar. Helene’nin arkadaşı olan bir rahip ondaki değişikliği fark etmektedir ancak bunu Helene’nin anlatmasını beklemektedir. Rahip Doktor ile Helene’nin yaşadığı aşkın farkındadır. Oysa o Helene’i kardeşi Rambout ile evlenmesini istemektedir. Çünkü doktor evlidir ve aslında karısı ile birbirlerini sevmektedir.
Jeanne ve hastalığı
Jeanne ve hastalığı onları bırakmaz. Yine Jeanne’nin geçirdiği bir nöbet ile beraber doktor ve Helene’nin aşkı daha da hızlanır ve birbirlerinden kopamaz hale gelirler. Bu arada doktorun karısı Madam Deberle oğlu ile gittiği tatilden dönmüştür. Bu arada Juliette Deberle genç Malignon ile gönül ilişkisi yaşamaktadır ve bunu Helene fark etmiştir. Helen Juliette’nin bu hayatın içine düşmesine engel olur, oluşan bir gelişme ile doktor ile sanki randevulaşmış gibi bir durum meydana gelir ve aşkları çok daha derinleşir.
Helene kızı, rahip ve Juliette’nin bu aşka son vermek için anlaştıklarından kuşkulanmaktadır. Bir gün kızı ile dışarı çıktıklarında kızını kırar ve kızı çok derin bir kriz geçirir ve bu kriz çok ağırdır. Kızı bu sebepten verem olmuştur. Yaptığı hatayı anlayan Helene çok pişman olmuştur ancak kızı kısa süre sonra annesine dargın olarak ölmüştür.
Rahibin ölümünden sonra sadık dostu, ona yıllardır âşık olan Mösyö Rambaud ile evlenir.
Ve son söz!
Ve son söz olarak şunu söyleyebilirim. Aşk herkesi kuşatıyor, kimi doğru kişiye, kimi yanlış. Ancak her halükarda aşk sımsıcak bir duygu. Tanıtmaya çalıştığım kitapta da bu sıcak duyguyu iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Emile Zola’nın usta kalemi ile gerçekten harika bir kitap okuyacağınıza eminim. İyi okumalar….