Mustafa Kemal ile başlamaya karar verdim kitap analizleri ve tanıtımını yapmaya.
Bundan böyle bloğumu edebiyat bloğu yapmaya karar verdim. İnternetin ilk kurulduğu yıllarda arkadaşlarla bir e- dergi çıkarmıştık. İsmi “Seza” idi. O dergide şiir analizleri ve kitap tanıtımları yaptığım bir köşe vardı. İşte bunu bloğumda yapmaya karar verdim. mehmettekeci.com artık bir edebiyat bloğu olacak. İşte bu kapıdan girişi de Mustafa Kemal ile yapmaya karar verdim. 19 Mayıs 1919’da Anadolu’ya çıkı; 3 yıl, 3 ay, 20 günde 9 Eylül 1922 günü ülkemizi düşmandan temizleyen ulu önderin anısına..
Başlıyoruz Mustafa Kemal ile
Başlıyoruz, çünkü ülkemizde kitaplara değer verilmediğini biliyorum. Yine Mustafa Kemal gibi kitap kurdu bir dehanın enerjisi ile o yüzden başlamak istedim.
Mustafa Kemal Neden yazıldı?
Mustafa Kemal kitabının yazarı Yılmaz Özdil.
Türkiye’nin önemli köşe yazarlarından. Türkçeye çok hakim bir kalem. Bunu Mustafa Kemal’i okurken hissediyorsunuz. Kırmızı Kedi yayınevinden çıkan bu kitabın bir başka özelliği tüm zamanların en büyük kitap satış trajına ulaşması. Çocuk versiyonu ve koleksiyon kitap olarak da okurları ile buluşan Mustafa Kemal kitabının amacını Yılmaz Özdil bir röportajında şöyle açıklayacaktır.
“2007 Türkiye için Cumhuriyet tarihi için dönüşüm noktasıydı. 2008 yılında yağmur gibi Cumhuriyete dair kitaplar, Atatürk’e dair kitaplar yazılmaya başlandı. Bu ülkenin aydın insanlarının hapislere atıldığı dönemde, TSK’nın mermi bile sıkılmadan imha edildiği bir dönemde böyle art arda Atatürk kitapları çıkmaya başladı.
Elbette aralarında iyi olanlar da vardı ama çoğu sanki onu övüyormuş gibi, onu anlatıyormuş gibi yaparak kasıtlı, kötü niyetli ve yalan ve iftiralarla dolu kitaplar türedi. Bir iki derken baktık bu gerçekten Türkiye’nin üstüne geliyor. Aynı dönemde Tarih adı altında, bir yığın dergiler türemeye başladı. Yandaş basında “tarihçi” adı altında bir takım sahtekarlar köşe yazmaya başladı. Çok açık ki, bir alternatif tarih yazmaya çalışıyorlar. Bu artık bugün had safhaya vardı. Atatürk’e annesine küfür edilir, İsmet Paşa’ya hakaret edilir hale geldi. Ben 2008 yılında bunun kokusunu aldım ve elim hala yazarken ona olan borcumu ödemek için araştırmaya yazmaya başladım.” diye konuştu. “Buna önce cesaret gerekiyor, sonra bu sorumluluğun altında eziliyorsun sonra yavaş yavaş onu taşıyabildiğini hissediyorsun ve bu bende 10 sene sürdü, çok şükür hayata geçirdik”
Ülkemizin önemli tiyatrocularından Müjdat Gezen tarafından oyunlaştırılan Mustafa Kemal sahneye konulmuş ve çok büyük bir ilgi görmüştür. Buradan anlıyoruz ki, kitap yazılmaya başlamadan önce salt bir kitap yazılmak için kurgulanmamış. Köy okullarına kadar ulaştırılacak bir vizyon ile Mustafa Kemal’i ülkenin dört bucağına yeniden tanıtmak hedefi ile yola çıkılmış. Çeşitli dillerde basılarak dünya gündeminde yer etmesi sağlanmaya çalışılmış Mustafa Kemal’in.
Kitabı bir okur olarak inceledim.
Kitabı bir okur olarak incelediğimde şunu açık ve net ifade edebilirim. Kitabın muhteşem bir dili var. İnsanı yormayan kronolojik kalıpların içine sokmadan herkesin anlayabileceği ve yorulmadan okuyabileceği bir anlatımı var.
Ben kitabı elime aldığımda öğleden sonra saat 14.00 civarları idi. Kitabı bir gün sonra akşam saatlerinde bitirdim ve itiraf etmeliyim ki, sıkılmadan okuduğum Atatürk’ü anlatan tek kitap bu kitaptı diyebilirim.
Bu kitabı okurken dikkatimi çeken en önemli özellik şu oldu. Ben ilk defa bir kitapta “insan” Mustafa Kemal’i okudum. Ulaşılmaz tahtlara konulmuş, çizilen profil ile ulaşılmaz olan o kişi gitmiş, yerine bizden, içimizden ve bizim gibi Mustafa Kemal gelmiş. Bunu çok sevdim. Bu kitabı okurken insan Mustafa Kemal’i okudum. Aşklarını, üzüntülerini, korkularını, yaşamını, giyimini, okuduğu kitapları… Kısaca insanlar tarafından bu kadar çok satın alınan bir kitabın sadece reklam yapılarak satıldığını iddia edemeyiz. Anlaşılan o ki okuyan herkes bir başkasına tavsiye etmiş, hediye etmiş ve aslında kitabın tanıtımını sokak gazetesi olan halk yapmış.
Rutine bağlanmış bir kronolojiye hapsedilmeden yazılan Mustafa Kemal kitabını okurken sanki yanınızda oturmuş size kendini anlatan Mustafa Kemal’i hissediyorsunuz. Hayranlıkla dinlediğiniz bir kişiliğin kafanızda resmini çiziyorsunuz. O yüzden Mustafa Kemal kitabının yazılımındaki anlatım bence kitabın toplum tarafından sahiplenilmesinin en önemli nedeni.
Kitabın anlatımında çoğunlukla kısa cümlelerin kurulması okunmasına ayrıca farklı bir tat katmış. Anlatımların resimlerle desteklenmesi sanki size kendini anlatan Mustafa Kemal’in fotoğraf albümünü göstererek samimi bir sohbetin içindeymişsiniz havası veriyor. O yüzden ben kitabı okurken sayfalar azaldıkça bitmemesi için çabaladım. Buna rağmen sıkılmadan bir günden biraz fazla bir zamanda bitirdim.
Bu kitabın katkısı ne olmuştur?
Mustafa Kemal Kitabının en büyük katkısı bence şu olmuştur. Atatürk’ü milletin sinesine yerleştirmiş ve “Bizim Mustafa Kemal” yapmıştır. Ülkemizin yaşadığı son 20 yılı düşündüğümüzde bu çok önemli bir adımdır. Bir kitabın milyonlarca eve girebilmesi çok önemlidir. En çok satan gazetenin 300.000’lerde trajı olan, kitap yazanlar ile kitap okuyanların nerede ise aynı sayıya geldiği bir ülkede bir kitabı milyonlarca eve, okula, işyerine, kütüphaneye ve en önemlisi gönüllere sokabilmek çok büyük bir gelişmedir ve önemlidir.
Son Söz.
Son söz olarak şunu söyleyebilirim. Ben yazmaya aşık bir adamım. Durmadan yazarım. Yazılarımı paylaştığım bloğumun bir edebiyat bloğu olmasına karar verdiğimde kapıdan ilk girişi Mustafa Kemal Atatürk ile yapmaya karar verdim ve okuduğum Atatürk kitaplarının içinde en çok içime sinen bir kitap olan Mustafa Kemal ile başlamak istedim.
Umarım bu yolculuğumuz bizi çok değerli yazarlar ve onların kitapları ve kitaplarında yarattıkları kahramanları ile tanıştırmaya devam edecektir.