Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki savaşı konuşmanın vakti geldi. Konuşulacaklar konuşuldu ve yazılacaklar yazıldı. Herkes bulunduğu taraftan kahramanlıklarını sergiledi. Televizyon başında otururken bir savaş generali stratejisi ile taraf olduğu ülkeyi kurtardı ve diğerini hain ilan ederek vicdanını da rahatlattı. İşte böyle bir ortamda başka bir yerden bakarak birde ben yazayım dedim.
Baştan ifade edeyim ki, “Savaşa karşıyım”
Birleşmiş milletler örgütünü gözünüzün önüne getirin. Bu örgütün her toplantısında söz hakkı ve veto hakkı olan beş ülkesini de anımsayın. Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa.
İşte bu beş ülke aynı zamanda silah tüccarı olan beş devlet.
Dünya üzerinde devletler şu şekilde sınıflandırılıyor.
Ben bilim bileli dünya üzerindeki devletler şu şekilde sınıflandırılır.
a) Gelişmiş ülkeler
b) Gelişmekte olan ülkeler
c) Geri kalmış ülkeler
Aslında ikinci ve üçüncü arasında fark yoktur. Bu zengin ülkelerin kaynaklarını sömüreceği ülkeler arasındaki renk farkından başka bir şey değildir. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler daimi üyesi de olan yukarıda adını saydığım bu beş devlet, gelişmekte olan ve geri kalmış ülkeler arasında ayrımcılık yaratır. O ülkeler arasında sorun varsa bunları törpüler ve elinde bulunan basın yolu ile gündem yapar ve bu ülkeleri savaştırır. Milliyetçilik ve hamaset ile zaten ülkelerinin kaynaklarını bu ülkelere peşkeş çeken o ülkenin yönetimi yine aynı ülkelerden silah alarak birbirlerini öldürmeye başlarlar. Bunun adına 20. Yüzyılda savaş deniyor.
Aslında dünyada çıkan savaşların ana kaynağı budur.
Bir ülkede savaş varsa ya o ülkeye silah satma zamanı gelmiştir ya da o ülkenin paylaşılacak doğal kaynakları vardır.
Azerbaycan ve Ermenistan savaşı bu konunun neresinde?
Yine şunu net ifade edelim Madem ülkeler belli olsun diye bir sınır icat edildi. O zaman her ülke diğer ülkenin sınırı içindeki haklarını ihlal ederek işgale kalkışamaz. Bu her devlet için olmazsa olmaz kuraldır. Bu anlamda hiçbir neden yokken dünya korona virüs dolayısı ile ciddi bir krizde iken silah tüccarlarına para kazandırmak için Ermenistan’ın bu işgali gerçekleştirmesi bir suçtur. Dolayı ile sebepsiz yere sözel ve fiziki hiçbir saldırı yokken bunu gerçekleştirmesi bir işgaldir ve bu işgal nedeni ile her iki tarafta ölen insanların katilidir. Bu anlamda işgal edilen topraklarını savunan Azerbaycan’ın savunma hakkını haklı buluyorum.
Bugün Azerbaycan’ın yanında olduğunu iddia edenleri ise vicdanları ve içinde olmayan adalet duygusu ile yüzleştirmek istiyorum. Suriye ile aramızda 50 km’lik bir alanda mayınlı bir bölge vardı. Bu mayınlı bölgeyi temizlettirip daha sonra terör tehdidi var diyerek Suriye sınırları içine girmek bizim hanemize yazılan bir suçtur. Çünkü Suriye sınırları belli olan bir ülkedir ve bu ülkeden bize hiçbir tehdit olmadığı gibi kardeş ülke ilan edilecek kadar ilişkilerimiz iyi olan bir ülkeydi.
Mayınları temizlettiren ve daha sonra burada çapulcu güçler ve Suriye ile bizi savaştıran kimler sorusunu sorduğunuzda cevap yine aynı olacaktır. Yukarıdaki beş ülkenin silah satma zamanları gelmiş demektir ve öyle de olmuştur.
Rusya’dan S-400’leri bize satmış, ABD bize F-35 uçaklarını pazarlamış ve peşin peşin parasını cebine indirmiştir. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki konuya da aynı gözlükle baktığınız aslında sorunun cevabı bellidir.
Neden ülkeler arasında sorunlu bölgeler bırakılmıştır?
Türkiye ile Yunanistan arasında Kıbrıs ve adalar, Pakistan ve Hindistan arasında Keşmir, Ermenistan ve Azerbaycan arasında Karabağ sorun olarak bırakılmıştır.
Şimdi yazının başına dönelim.
Azerbaycan ve Ermenistan neden savaşmaktadır?
Aslında geri kalmış olan ve kaynakları başındaki liderler tarafından peşkeş çekilen geri kalmış ülkelerin arasındaki sorun ya da sorunlu bölge yeniden ısıtılmış ve sofraya konulmuştur. Bu sefer ki aşçılığı Ermenistan üstlenmiş ve Azerbaycan topraklarını işgal etmiştir.
Burada kim suçlu, kim suçsuz sorusunu sorarak vakit kaybetmek yerine, işgal eden tarafta da olsan, işgal eden tarafta da olsan yukarıdaki beş ülkeyi zengin yapmaktan ve ülkenin kaynaklarını bunlara peşkeş çekmekten başka bir şey yapmıyorsun.
O yüzden savaşa karşıyız.
Yok yere insanların ölmesi dolayısı ile karşıyız.
Hangi ülkeden olursa olsun çocukların ölmesinden dolayı karşıyız, doğal dengenin yok olmasından dolayı karşıyız.
Ülke kaynaklarının emperyalist silah tüccarlarına gitmemesi için karşıyız.
Dünyayı durmadan geri bıraktığı için ve halkların yoksullaşmasını istemediğimiz için karşıyız.
Ülkelerin madem sınırları var.
O halde her ülke kendi sınırları içinde barındırdığı insanların zenginliği ve huzuru için var olsun.
Birbirleri ile savaşmak için değil.