Sana Soyundum kitabı dünyada uzun zaman Best Seller olmuş üçleme kitaplardan bir tanesi.
Bundan önce çıkan “Gri’nin elli tonu” kitap serisine benzeyen içeriklere sahip.
Ülkemizde genelde kapalı kapılar ardında okunması yapılan erotik kitaplardan bir tanesi.
Bu anlamda nasıl “Gri’nin elli tonu” dünyada ses getirdi ve milyonlarca insan tarafından okundu ise bu serinin de aynı ilgiyi göreceğini düşünmekteyim.
Dediğim gibi “Gri’nin elli tonu”nu okumuşsanız bu kitabın içindeki konular aynı gibi gelebilir ve belki de okurken sıkılabilirsiniz. Kitap yorum sitelerinde ve internet satış noktalarında kitabın altına yazılan yorumlarda bunu görebilirsiniz. Gri’nin elli tonu’nu okuyup bu kitabı beğenenler de var, okuyup beğenmeyenlerde…
Bloğumu tamamen kitap bloğu haline getirdikten sonra her çeşit kitabın açıklamasını koymak durumunda olduğumun farkındayım. Sana Soyumdum kitabı içerik olarak erotik olsa da sadece erotizm barındırmıyor. Dolayısı ile bilimsel, felsefi, sosyal içerikli kitaplar; romanlar ve hikayelerden sonra nefes alacak ve sizi rahatlatacak kitaplardan biri olabilir düşüncesi ile bu tanıtımı yapmaya karar verdim.
Şimdi kitabımızın yazarını tanıyıp kitabın tanıtımına geçelim.
Sylvia Day kimdir.
Sylvia Day, Amerika Birleşik Devletlerinde 11 Mart 1973 yılında Los Angeles’te dünyaya geldi.
Çok satanlar listesinde günlerce 1 numara olan kitapların da yazarıdır.
Yazmış olduğu romanlar kırkın üzerinde dile çevrildi.
Sylvia Day, Goodreads Choice en iyi yazar ödülüne aday gösterildi.
Amazon’un en iyi romantik edebiyat kitabı ödülünü kazanmıştır. Sylvia Day Amerika’nın prestijli romantik edebiyat ödülü RITA’ya iki defa aday gösterilmiş, RT Book Reviews Rewievers ödülünü kazanmıştır.
Sana Soyundum Kitabının anlatımı ve konusu
Sana Soyundum kitabı erotik içerikli bir kitap. Ancak şunu hemen belirtelim ki kitap sadece erotizm barındırmıyor.Aşılması zor olanı aşma gücü veriyor insana. Beğenen ve beğenmeler konusuna takılmadan kitapla ilgili tanıtıma başlayalım.
Şunu tekrar belirtmekte fayda var. Gri’nin elli tonu’nu okumuşsanız bu kitap sizi sıkabilir. Benzer içeriklere sahip üçleme bu kitapta. Anlatımı fena değil. Romandaki kahramanların birliktelik amaçları cinsellik olsa da iyi bir kurgusu var.
Crossfire Serisi’nin ilk kitabı olan “Sana Soyundum zengin, milyarder Gidion ile Eva’nın romantik ilişkilerini cinsellikle birleştirerek anlatıyor. Crosswire binasında işe başlayan Eva daha ilk günden birine yardım etmek isterken kendisini ileride hatırladığında utandıracak bir olayın içinde bulur. Tam o anda karşısına Gidion çıkar.
Eva karşılaştığı bu kişinin reklam işlerini yapacakları şirketin patronu olduğunu öğrenir. Daha ilk görüşmeden ikili birbirlerine karşı ihtiraslı bir yakınlık hissetmeye başlamışlardır. İkinci karşılaşmalarında Gidion Eva’ya yatma teklif eder ancak Eva kabul etmez.
İkisinin bir toplantıya katılmaları gerekmektedir. Bu toplantıya giderken limuzinin içinde aralarında çok ciddi bir yakınlaşma olur ve özellikle Gidion Eva’dan kopamayacak kadar ona bağlanır. Buluştukları her zaman birbirlerini ile cinsellik yaşarlar ancak Gidion bir zaman sonra aşık olduğu kadınları otele Eva’yı da götürür ve orada ipler kopar. Ancak bir yolunu bulup Gidion onunla barışır. Barıştıkları zaman hep beraber olurlar.
Saklanan gerçekler
Aralarındaki ilişki sevgili boyutuna evrildiğinde Eva Gidion’a yıllarca içinde sakladığı bir sırrını açıklar. Artık sevgili olduklarını herkes bilmektedir. Annesinin yeni sevgilisinin oğlu tarafından günlerce tecavüz edildiğini anlatır Eva. Kendisini bırakmasını düşünürken tam tercine Gidion bunu önemsemez ve ilişkilerine devam ederler.
Bu arada Gidion kendi geçmişi ile yüzleşmeye başlar ve uykularında acayip rüyalar görmeye başlar. Aralarındaki her sorunu birbirleri ile sevişerek ve aşklarını tazeleyerek aşarlar. Bir zaman sonra Gidion’un eski nişanlısı ortaya çıkar. Bu kişi Gidion’u unutmamıştır. Bunu açık açık Eva’ya söyler. Eva bu durumdan rahatsızdır ve bunu Gidion’a hissettirir.
Gidion işin gerçeğini anlatarak Eva’yı sakinleştirmeye çalışır.
Ve son söz!
Ve son söz olarak şunu ifade etmek isterim. Okuduğum bu kitap çerez kitaplardan bir tanesi. Edebi bir yönü yok. Okudukları kitapların arasına bir çeşni olarak kullanmak isteyenler için bu tanıtımı yaptım. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim.
Kitap öyle çöpe atılacak bir kitap değil. Tamam cinsellik her yerde prim yapan bir şey ama tüm dünyada yok satmış bir kitaptan bahsediyoruz. Bunu sadece cinselliğe bağlamanın mantıksız olduğunu düşünüyorum. Bir Sefiller okumuyorsunuz ama kitap okuyorsunuz. Sadece okuyup okumama noktasındaki tercihiniz kitabın değerini belirler.
Ben kitabı sıkılmadan okudum. Kitaptan anladığım şudur ki, cinsellik aşıkları bir arada tutmak için pek yabana atılacak bir duygu değil.