Bugün size insanın muhakkak okuması gereken kitaplardan bir tanesi olan Martin Eden’i anlatacağım. Okuyan herkesin üzerinde etki bırakan, aslında ulaşmak istediğimiz yerlere ulaştığımızda, ulaştığımız yerin düşündüğümüz gibi olmadığını, çok basit ve sığ düşüncelerin ve yaşamların oralarda hüküm sürdüğünü görürüz. Jack London’un kaleminden çıkan bu güzel kitabı incelemeye geçmeden önce Jack London kimdir ona bir bakalım.
Jack London Kimdir?
1876 yılında San Francisco’da doğan Jack London’un çocukluğu yoksulluk içinde geçmiştir. . Bu yüzden 14 yaşında okulu bırakmış ve hayata atılmıştır. Akla gelebilecek her işte çalışmıştır. Amerika’nın nerede ise her tarafına ve değişik ülkelere farklı maceralı yolculuklar yapmış ve bir dönemde cezaevinde kalmıştır. Annesi Flora Wellman bir spiritüel öğretmendi. Babası William Chaney ise bir astrologdu. Doğumundan sonra Virginia adında bir kölenin elinde büyüdü.
1900 yılında ilk eseri “Kurt Dölünü” yayınladı. 50’ye yakın eser bıraktı. Eserlerinden bazıları film olarak çekildi. Kitaplarındaki yaşam akışını ve yaşam mücadelesini anlatırken duygusal bir akış içinde anlatımlarını yaptığını fark edersiniz.
Kapitalizm karşıtı bir insandı ve bu yüzden eserlerinde sert kapitalizm eleştirilerini hissedebilirsiniz.
Kayınpederi ile altın avcılığına çıktı ve bu zaman dilimlerinde edindiği tecrübelerden yola çıkarak çok önemli eserler verdi. Ülkemizde “Beyaz Diş”, “Martin Eden”ve “Demir Ökçe” kitapları ile tanındı.
22 Kasım 1916 yılında böbrek yetmezliğinden hayatını kaybetti.
Martin Eden kitabının özeti ve konusu
Şunu ilk baştan söylemeliyim ki, bu zamana kadar okuduğum en iyi kitaplardan bir tanesi Martin Eden.
Martin Eden ile aşık olduğu kız farklı iki sosyal sınıfa aittir. Sevdiği kızın ait olduğu sosyal sınıfın içinde olmak ister. Entelektüel, eğitimli insanların olduğu bu sınıfa girebilmek için hayatını değiştirmeye karar verir.
Geçmişte onu hor gören, ezen küçümseyen bu sınıfın içine yazdı eserler çok okunan meşhur bir yazar olarak girmeyi başarır.
İçlerine girmek için çok fedakarlıklar yaptığı insanların arasına girdikten sonra oradaki yozlaşmışlığı, kokuşmuşluğu ve insanların yapmacık tavırlarına şahit olur. Çok emekler vererek başarıyı yakalamış olsa da zamanla her şey ve herkes onun için anlamsızlaşmaya başlar. Bu duygular içinde günlerini geçirirken aslında ne çok şey kaybettiğinin farkına varır. Hayal ettiği yaşama kavuşmuştur ancak aşkı, yaşama sevgisini ve inancını kaybetmiştir. Yükseldikçe yok olduğunu hissetmiş ve geçmiş günlerine özlem duymaya başlamıştır.
Martin Eden aslında hayallerine kavuştuktan sonra tutunacak hiçbir şeyi olmayan bir insanı anlatır. O yüzden Martin Eden bireyci bir kişi. O yüzden hayallerine kavuştuktan sonra bomboş ortada kaldığını hissediyor. Martin Eden’i okurken eğer Jack London’un hayatını biliyorsanız onunla çok benzerlikler yakalayacaksınız. Yoksulluk içinde oradan oraya savrulurken, nerede ise yapmadığı bir iş kalmayan Jack London’un hikayesidir yazdığı bu kitap.
Hedeflediği noktaya çok çileli bir yolculuktan sonra ulaşan Martin Eden, ulaştığı noktadan etrafına baktığında çok acı bir gerçekle karşılacaktır. Beyninde canlandırdı tek bir şey kalmıştır. Etrafındaki herkesin ona ünü ve parası için yaklaştığı… Bu onun canını çok acıtacaktır. Aslında aşkı uğruna ulaşmak için çırpındığı nokta ona bu acımasız kaygılılarla dolu yaşamı sunmuştu. Ve Martin için tek bir çıkış kalmıştır. Son yolculuk için gemiye binmek ve Martin limandaki arkadaşlarının yanına istemsizce sürüklenir.
Martin Eden’in Ruth’a olan aşkı ve onun ait olduğu sosyal sınıfa ulaşmak için verdiği mücadelenin sonunda ulaştığı yer ve hayal kırıklıklarını biraz üzülerek okumuş olsanız da, London kitabın finalinde Martin Eden’e harika bir sürpriz hazırlamıştır. O yüzden kitabın finali harika diyebilirim.
2019 yılında Film olarak da çekilen Martin Eden çeşitli film festivallerine katılmış ve bir çok ödül almıştır. Filmi izlediğinizde ise sanki Jack London’unun hayatını seyrediyor gibi oluyorsunuz.
Son Söz
Martin Eden’i mutlaka okumalısınız. Sosyal sınıf farklarını, sınıflar arası çatışmayı… Şahsen ben okurken bazı yerlerde sıkıldım ama bu beni kitaptan koparmadı. Çünkü konuyu anlatım, hikayedeki gerçeklik sürekli beni bir sonraki aşamaya sürekledi ve ben de buna izin verdim. O yüzden çok çabuk bitirdiğim kitaplardan bir tanesi oldu. Okumanızı gerçekten tavsiye ederim. Çizgi üstü anlatımı olan ve çizgi üstü bir kitap olan Martin Eden bittiğinde bana kesinlikle hak vereceksiniz.