İki Şehrin Hikayesi, Charles Dickens’in realist bir romanıdır ve sürükleyici bir romandır. Kitapsever bir insansanız şunu net olarak ifade edebilirim ki kolaylıkla okuyacaksınız.
Roman Fransız devriminin öncesini ve sonrasını sürükleyici ve gerçekçi bir kurgu içinde sunmaktadır.
Alexandre Manette, kızı, onun yakın dostu Charles Darnay, Manette’nin kızına aşık olan Sydney Carton, acımasız bir kadın olan Madam Defarge, aynı karısı gibi acımasız olan Bay Defarge, hizmetçi Bayan Pross, yardımsever bankacı Jerry Cruncher ile bu sürükleyici maceranın anlatımı ve özetine geçmeden önce dünya edebiyatın ciddi bir üne kavuşan ve bu ününü daha hayatta iken gören Charles Dickens’in kim olduğunu öğrenmeye çalışalım.
Charles Dickens kimdir?
İngiliz yazar ve eleştirmen Charles John Huffam Dickens 7 Şubat 1812 yılında doğmuştur. Victoria devrinin en iyi romancısı olarak bilinir.
Yaşadığı zamanda kavuştuğu ününü zamanımıza kadar gelen eserleri ve romanları ile sürdürmeyi başarmıştır ve popülerliği hala devam etmektedir. Babasının iflas edip hapishaneye düşmesinden sonra okulunu bırakarak bir fabrikaya çalışmaya girdi. Erken yaşta tanıştığı yoksulluk yeterli eğitim almamasına rağmen yazarlık konusunda onu olgunlaştırdı. Haftalık olarak çıkan bir dergiyi yöneten Dickens bu arada 20’ye yakın roman ve hikâye yüzlerce kısa öykü ve makale yayınladı. Yorulmak bilmeyen yazar eğitim ve çocuk hakları konusunda mücadele verdi.
Öğrenmeye aşırı merakından dolayı 15 yaşında girdiği bir avukatın yanında Stonograf öğrendi. Stenogrof olarak “Morning Chonicle” gazetesinde çalışmaya başladı.
1837 yılında kendisini ünlendirecek olan Bay Pikvik isimli eserini yayınladı; Daily News ve Household Words gazete ve dergisini çıkardı.
Birkaç yıl içinde uluslararası bir üne sahip oldu. Romanları haftalık veya aylık olarak çıkmasından dolayı okuyucuların tepkisinin ölçmeye yaradı.
Onların eleştirileri altında kendini ve kitaplarındaki karakterleri geliştirmeyi başardı.
Yazdığı eserler ile okuyucunun nabzını ve karakter tahlillerini çok iyi analiz etti ve yaşadığı çağın en önemli edebiyatçılarından biri oldu. “Oliver Twist” eseri ile dünya üzerindeki tanınırlığını pekiştirdi. 1958 yılında eşinden ayrıldıktan sonra yine sık sık yolculuk yapmaya başladı. Konferanslar arasında koşturduğu yaşamı onu yordu. Evinde istirahate çekildi şöhretinin zirvesinde iken evinde 1870 yılında yaşamını yitirdi.
İki Şehrin Hikayesi konusu ve anlatımı
Dr. Manette Paris’te aristokratlar yüzünden suçsuz yere 18 yıl hapis hayatı yaşamıştır. Bu yüzden akli dengesinde sorunlar yaşamaya başlamıştır. Kızı Lucia bir aile dostu ile Paris’e gider ve orada babasının yaşadığını öğrenir. Daha sonra babası ile beraber Londra’ya dönerler. Aradan çok zaman geçmeden Fransa’da yaşayan ve bir aristokrat aileye mensup Charles Darney ile tanışırlar.
Aristokrat bir aileden gelmesine rağmen aristokratlardan nefret eden Darney ile Lucia evlenirler. Bu arada bir kız çocukları olur. Kızları 6 yaşına geldiğinde Fransa’da ihtilal başlar. İhtilalcilerin hedefinde Darney ailesi vardır ve aileden sadece Charles Darney kurtulur. Ailesinin zarar verdiği kişilere tazminat ödemek için Paris’e gittiğinde aristokrat olduğu için tutuklanır. Darney mahkemeye çıkarılmadan bir buçuk yıl hapishanede kalır, sonunda yargılanarak Dr. Manette’nin damadı lehine şahitlikte bulunması neticesinde serbest bırakılır. Paristen çıkmasına izin verilmez. Her şey yoluna girdi derken tekrar tutuklanır.
Dr. Manette’nin yakın dostları Defargeler, Darneyden nefret etmektedir ve onu halk düşmanı ilan etmişlerdir. Darney idama mahkum edilir. Bu arada umulmadık bir şey olur. Avukat Carton Lucia’ya deliler gibi aşıktır. Mahkum olan Darney ile birbirlerine çok benzemektedirler. Lucia’yı memnun etmek için Darney’in yerine geçen avukat Carton giyotine gider.
Darney ve Lucia kızlarını da yanlarına alarak Paristen kaçarlar.
Ana hatları ile özet olarak vermeye çalıştığımız “İki şehrin Hikayesi” romanının muhteşem anlatımı ve usta kalem Charles Dickens’in kaleminin yarattığı muhteşem kurguyu görmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Ve son söz!
Bazı kalemler vardır. Onun anlatımını hemen fark edersiniz. Onun kitaplarında kelimelerin farklı bir ruhu vardır. Bizden; Yaşar Kemal gibi, Ahmet Arif gibi, Nazım Hikmet gibi…
Charles Dickens’in yazdığı bütün eserlerde bu farkı muhakkak hissedersiniz. Onun anlatımlarında farklı bir gizem vardır. Sanki aynı cümleyi kimse kuramaz gibi hissedersiniz. Bu hissediş yazarın usta anlatımından kaynaklanmaktadır. Zamana hükmedecek eserler ortaya koyabilmek okuyucuya verilen bu his ile olmaktadır.