Düzeltmesi gereken sisteme uşak olmuş bir siyasetin halkı düşünmesi mümkün değildir. Demokrasi halkın rejimi olmadıktan sonra 4-5 yılda bir sandığa gitmek o ülkeyi demokrat yapmaz. Halkına gelecek vadetmeyen muhalefet ise siyasi bir mevtadır. Onun mecliste var olması yaşıyor anlamı taşımaz.
Bugün başımıza ne geldiyse muhalefetin akıllı strateji uygulayamaması ve sadece eleştirerek muhalefet yapmaya çalışmasından gelmiştir. Bunu şu şekilde anlatabilirim.
Planlı, programlı çalışmayı ve işime titizlenmeyi severim.
O yüzden benden bir şey talep edildiğinde yapabileceklerimi tek tek sıralar ve onun ötesinde bir şey ile meşgul olmayı sevmem.
Çünkü başka şeylerle meşgul olmak sizi asıl yapacağınız işten uzaklaştırır ve veriminizi düşürür.
Siyaset benim hep ilgilendiğim bir konu olmuştur.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanlığını bana teklif etseler kabul etmem ancak yerel düzeyde siyaset yapmayı çok istiyorum.
Yerel siyasette sokağa inme şansınız var, sokaktaki ile ilgilenme ve sokağın derdine çare üretme şansınız var.
Bunun için yerel düzeyde yapılacak siyasi çalışmalar içinde beni görmek isteyenlerle masaya oturduğumuzda aynı şeyleri söyledim.
Yapabileceklerim, şunlar ve şunlardır.
Onun ötesinde benden bir şey istediğinizde benden verim alamazsınız.
Oldum olası toplantı adı altında başkanın, patronun ya da müdürün ahkâm kesmesini hiç sevememişimdir.
Tek kişinin yönettiği ve tek kişinin karar açıkladığı ve sadece size söz veriliyormuş gibi gazınızın alınıp konuşturulduğu hiç bir işe yaramayan toplantılar beni boğar.
İşte böyle bir kaç toplantıya gittiğimde ” SİYASETİN SOKAKTA YAPILMASI GEREKTİĞİNİ VE MUHALEFET PARTİSİNİN EYLEMSİZ KALAMAYACAĞINI NEDENLERİ İLE BERABER ANLATTIM” Toplantıyı yöneten başkan sıfatını taşıyan kişi dahil bunun iyi bir fikir olmadığını, sokaklarda çatışma çıkabileceğini söylüyordu. Oysa akıl sahibi insanlar çatışmalara sebep olmadan da eylem yapabilirler.Benim canımı dişime takarak söylemek istediğim şeyİ “Adalet yürüyüşü”nde muhalefet gerçekleştirdi.
25 gün boyunca tek bir olaya sebep olunmadı.
25 gün boyunca hiçbir tahrike, hiç bir kumpasa düşülmedi.
Böyle bir eylem bırakın Türkiye’yi, tüm dünyadan ses getirdi.
18 yılda cumhuriyetin son bulması muhalefetin eylemsiz kalmasıdır.
Hükümetin hiçbir icraatına tepki vermemesidir. İktidarlar yaptıkları ile, muhalefetler ise yapacakları ile gündem oluştururlar.
Muhalefetin elindeki en gerçekçi ve en reel silahtır eylemler.
Yaptığı eylemlerle seçmenine ve ülke vatandaşına umut aşılar muhalefet ve ona göre vatandaş iktidar gömleği biçer muhalefete.
1980 darbesinin giydirdiği gömlektir eylemsizlik. Yasaklar ve yolsuzluklarla savaşmak için geldiğini söyleyen bir iktidarın 168yılda ülkeyi yasaklara ve yolsuzluklara esir etmesi muhalefetin eylemsizliğinin bir sonucudur.
Alanı çok boş bırakmıştır. Muhalefetin boş bıraktığı alan gittikçe daraltılmış ve halk nefes alamaz hale getirilmiştir.
En sonunda elinde tek bir hamle bile kalmayan muhalefet altın tepside başkanlık sistemini iktidara teslim etmiştir.
Oysa tek bir eylem 25 günde nasıl bir umut yüklemiştir halka.
18 yılda sadece adalet yürüyüşü yapan muhalefet halkın yasal eylemlere karşı nasıl duyarlı olduğunu, içindeki isyanı yönetecek ve yönlendirecek lider aradığını görememiştir. Muhalefetin bunu görmesi gerekirdi. Terk bir eylem bile halkın üzerindeki kara bulutların dağılmasına sebep olmuş, halk rahat bir nefes almıştır. 25 gün boyunca gündemi muhalefet tayin etmiştir. O gün Maltepe meydanında hiç beklenti ve kazancı olmadan oraya ulaşmaya çalışan ve gönlü orada olduğu halde ulaşamayan vatandaşlar bunun en büyük göstergesidir.
Ülkemizin yerel değerleri tüketilmiş, zaten tam oluşmamış evrensel değerleri de tüketilmeye başlanmıştır.
Böyle bir durumda muhalefetin konuşmaktan başka şeyler yapmasının zamanı gelmeyecekte ne zaman gelecektir.
Adalet yok olmuş, hukuk adamları özgür iradeleri ile karar veremez hale gelmiş, yandaş olanlar korunurken, sade vatandaş mahkeme kapılarında kan ağlar hale gelmiştir.
Çocuk gelinlerin sayısı artmış, yaşlarını büyütülerek okulda olması gereken çocuklarımız evlendirilmiş, kadınlara karşı zulüm ve şiddet akıl almaz boyutlara ulaşmış hatta kadınların sokaklarda rahat dolaşmasına bile engel olunmaya çalışılmıştır.
3-5 yaşındaki çocuklarımıza tecavüz edilip öldürülmüş, istediğin şekilde giyinmek bile zorlaşmaya başlamıştır.
Bu kadar ağır şartlarda muhalefetin eylem yapmadan tek bir gün bile durması onun varlığının sorgulanması için bir nedendir.
Zaten varlığını sorgulatmaktan öteye geçmiş, hiçbir işe yaramadıkları ve koltuklarında para için oturdukları noktasına gelinmiştir.
Muhalefetin varlığının işareti eylemlerdir. Anayasanın verdiği eylem hakkını kullanmayarak sadece dokunulmazlık zırhını kürsüde kullanan muhalefet sistemin uşağı olmuş demektir.Düzeltmesi gereken sisteme uşak olmuş bir siyasetin halkı düşünmesi mümkün değildir. Demokrasi halkın rejimi olmadıktan sonra 4-5 yılda bir sandığa gitmek o ülkeyi demokrat yapmaz. Halkına gelecek vadetmeyen muhalefet ise siyasi bir mevtadır. Onun mecliste var olması yaşıyor anlamı taşımaz.