Huşu kelimesini anlatmadan önce Namazın Kur’anda tarifinin yapılmamasını çok akılcı buluyorum demiştim.
Namaz ve Huşu kelimelerini yanyana koyun ve burada kalsın.
Ben meditasyon ile 2007 yılında tanıştım. Reiki ve reconnation enerji aktırımı konuları ile de…
Meditasyon muhteşem bir şey.
Tam bir odaklanma hali..
Neye odaklanırsanız odaklanın, zihninizin dedikodusundan kurtuluyorsunuz.
İşte o an varlığınızın muhteşemliğini ve bu muhteşemliği bozan eksikleri görüyorsunuz. Çünkü meditasyon yapmakta ustalaştıkça konuya odaklanıyorsunuz.
Namaz da aslında 1400 önce bulunmuş muhteşem bir çözüm.
Ancak bir şartla..
Namazın tek bir şartı vardır.
H U Ş U !!
Diğer şartlar huşuyu bozmak için ortaya konulan hilelerdir.
Eğer huşuyu bilmiyorsan namaz kılıyor olamazsın. Sadece yatıp kalkıyorsun demektir.
Huşu aslında nerede durduğunun, ne yaptığının ve neden yaptığının cevaplarını alacağınız halin adıdır.
O yüzden namazı ve huşuyu anlayamadığımız için her mahallede bir kaç cami açıp duruyoruz. Oysa kalbini Dırar Mescidinde secde etmekten kurtarıp Takva mescidinde secde etmeye yönlendirebilmişsen nerede salatını ikame ettiğinin bir önemi yoktur.
Bu konuda bloğumda ve sosyal medya sayfalarımda bir yazı yazacağım. Bu açıklamayı evrenselcilerin ayetlere takla attırmaları ile karıştırmayın.
Bu bana meditasyonu öğrendikten sonra huşu kavramının salat kavramı ile ne kadar kardeş olduğunu anlamamı sağladı.
Gerisi yazımızda devam etsin.
Bu hafta muhakkak bloğumda olacak.
Bu hafta söz bu yazıyı koyacağım demiş ve bu yazı için söz vermiştim. Şimdi sözümü tutma ve konuyu açıklama zamanı geldi.
Huşu ve ibadet ayrılmaz ikilidir.
Huşu ve ibadet kavramlarının hayatınıza girmesini istiyorsanız hangi iş ile meşgul olursanız olunuz huşu boyutunu yakalayabilmeniz için zihninizi susturmanız gerekir. Eğer zihninizi susturamazsanız huşu boyutunu yakalayamazsınız. Huşu zihninizin tamamen susarak sizi yapmış olduğunuz konuya odaklayan şeyin adıdır. Zaman ve mekanının hükmünü yitirdiği, sizin sadece odaklandığınız şey ile var olduğunuz o an işte o boyuttur. Ne yapıyorsanız yapın, o boyutta kaldığınız müddetçe ibadet halindesinizdir.
Asırlardır insanların namaz kılıp huşu ve ibadeti ruhlarında hissedememesi ya da diğer anlatımla ruhlarında en küçük bir kıpırdama ya da ruhsal dünyalarında en küçük ilerleme kaydedememelerinin sebebi budur. İnsan sürekli bir şey fısıldayarak onu yakalayamaz. O tam bir odaklanma ve odaklandığınız konu ile sizin baş başa kalma halinizdir.
Kur’an kitabında salat (namaz) kavramının tarif edilmemesinin nedeni bu olsa gerektir. Çünkü salat kişinin yaratıcısı ile baş başa kalması çalışması ise namaz anında o ve senden başka hiçbir şey kalmamalı…
Cebindeki bozuk parayı kimse ile paylaşmayan hacı amcanın sana durmadan “Sen namaz kılıyor musun, ya da sen neden namaz kılmıyorsun?” sorusunu sormasının altında yıllardır yaptığı şeyden bir şey anlamadığının hayal kırıklığı yatar. Bugün meditasyon, reiki, enerji, yaşam koçluğu konularında en küçük bilgiye sahip olanların hemen bunu paraya çevirme gayretlerinin altında da yaşadıkları hayal kırıklığı yatar.
Huşu ve meditasyon varoluş yolculuğunun en önemli sermayesidir.
Kim ne derse desin, kim kızarsa kızsın açık ve net söylüyorum; huşu ve meditasyon aynı şeydir ve sizi sonuçta ruhsal eğitime yönlendirir. Zihnini dedikodularından kurtarabiliyor ve ister ruhsal bir konuya, ister fiziksel bir konuya odaklayabiliyorsan sen ibadet halindesin. İnanıyorsan yaradanınla, inanmıyorsan sistemle bir bütün halindesin. Bu halin devam etti müddetçe varoluşun merkezinden nefes alıp verirsin ve kontrol zihninde değil, sende olduğu müddetçe anda kamlı olursun. An’da kalmak bir fantezi değildir. An’da kalmak senin zihninin kontrolünden kurtulup kendi ipini kendi ellerine almak demektir.
Kim ki zihninin kontrolünde olmadan ister meditasyon yapsın, ister namaz kılsın, ister başka bir i yapsın her halde ibadet halindedir. Bulunduğu hal onu kesinlikle madde boyutunun üstünde bir düşünce sistemine ulaştıracak ve madde ona hizmet edecektir. Zihnimize kazınan bütün yanlış bilgileri doğru algoritmalar ile yer değiştirmenin tek yolu zihni susturmaktır. Bunun da tek yolu meditasyon ve huşudur. Salat kavramını var eden ve senin namaz diye tanımladığın ibadetin gerçeğe dönüşebilmesi sadece ve sadece huşu’ya bağlıdır. Bunu gerçekleştiremediğin müddetçe eğilip kalkan bir ritüeli icra etmekten öteye gidemeyeceksin. Kendimizi kandırmayalım zaten gidemiyorsun.
Huşu ve ibadet seni “Malik” Olmaya Götürür.
Huşu ve ibadet denilen ruhsal eğitim seni ruhsal eğitim seni varlığın “bir”liğine götürür. Varlığın birliğini kavramak sana “malik” olma yetisini kazandırır. Her şeye hükmekmek, her şeyin senin olduğu anlamına gelmez. “Malik olmak” aslında kainatta var olan her şeyi senden gayri diğer her şeyle paylaşmayı öğrenmek demektir.