(Ajans37- Mehmet Eren sordu, ben cevapladım.
Hayat sizin hayatınız ve bu hayatın altında sizin imzanızın olması gerekiyor. Yolu yürürken kimin müdahalesine izin verirseniz o noktaya tekrar geri dönüp oradan başlamak zorundasınız. Yani yolun % 100’üne sizin hakim olmanız gerekiyor.
Bu hafta Ajans37’de “Hayatın İçinden programını yapan ve canlı olarak sunan, her hafta birbirinden ilginç köşe yazıları ile gündem oluşturmaya çalışan eski programcımız ve köşe yazarımız Mehmet Tekeci ile yeni çıkan kitabı “Labirentten Çıkış” hakkında konuşacağız.
Ajans37, Kastamonu seni renkli kişiliğin, yazdığın yazılar ve yaptığın programlar ile tanıyor Sosyal medyada ciddi bir takipçin var. Ben yinede sorayım Mehmet Tekeci’yi bize anlatır mısın?
1965 yılında Kastamonu’da doğdum. Kastamonu İmam Hatip Lisesi’nden 1984 yılında mezun oldum. 1985 yılında başladığım memuriyet hayatımı 2013 yılında emekli olarak sonlandırdım. Radyoculuk, köşe yazarlığı ve iki yıla yakın Ajans37’de çeşitli programlar yaptım
Allah’ı Arayan İmam isminde arayılarımı anlattığım bir kitabım var. 14. Ankara Kitap Fuarında düzenleyeceğimiz imza günü ile okuyucusu ile buluşacak Labirentten Çıkış ile ikinci kitabımı da çıkarmış olacağım.
Konusu geçmişken Labirentten Çıkış’ın konusu nedir? İnsanlar bu kitabı neden alsınlar?
Labirentten Çıkış benim arayış dönemlerimde cevaplarını bulamadığım yüzlerce soruya bulduğum cevaplar ve yepyeni bir hayata, yepyeni bir bakış açısı ile nasıl başladığımı anlatıyor. Hayatının uzun bir dönemi dini bir ortamda ve tarikatların içinde geçmiş biri olarak aslında şunu anlatmaya çalışıyorum. Sizlerin hayatınızı yönlendirebilmeniz için bir din adamına, şeyhe, hocaya ihtiyacınız yoktur. Tam tersine ahlaka ve adalete ihtiyacınız vardır. Hayat yolculuğunuzun parke taşlarını ahlak ve adalet ile döşerseniz hiçbir şeye ihtiyacınız yoktur. Elime geçen her fırsatta bunu anlatmaya çalışıyorum.
Labirentten Çıkışı kaç yılda yazdınız?
Labirentten Çıkış’ı dört yılda yazdım. 2016 yılında kafamda yol haritasını oluşturup bir taslak oluşturdum. 2017 yılının Mart ayından sonra içimden gelmeden tek kelime yazmadığım kitabımın yazım sürecini 3 yılda bitirmiş oldum.
Kitapta özellikle “kendi yolunu yürümekten” sık sık bahsediyorsunuz. Burada vurgulamak istediğiniz nedir?
Ben her bir ferdin hayatını bir yol olarak görüyorum ve bu yolun bireysel olduğunu, kişinin kendi yolu olduğuna inanıyorum. Bunu kuru bir iddia olarak da söylemiyorum. Bu yola kim müdahale ederse yol sizin olmaktan çıkıyor ve rotayı başkası çizmeye başlıyor. Oysa hayat sizin hayatınız ve bu hayatın altında sizin imzanızın olması gerekiyor. Yolu yürürken kimin müdahalesine izin verirseniz o noktaya tekrar geri dönüp oradan başlamak zorundasınız. Yani yolun % 100’üne sizin hakim olmanız gerekiyor. Bunu özellikle okurlarıma ve beni takip edenlere ısrarla vurgulamaya devam ediyorum.
Peki, neden Labirentten Çıkış?
Yaşadığım hayat boyunca beynimde bir türlü cevaplayamadığım soruları başkalarının cevaplayacağını düşündüm. Bunlar hayatımızın içinde çeşitli isimler altında ve kutsallık etiketini kullanan insanlar. Oysa gerçeğin hiç öyle olmadığını anladım. Bunu şu şekilde özetleyebilirim. Ben vegan bir adamım. Hayatımda etin hiç yeri yok. Benim için bir anlam ifade etmiyor ancak bir kasap için aynı et ekmek parası, kazanç kapısıdır. İnsanların hayatında var olan şeyler aynı anlamı ve önemi ifade etmez. Hayat yolculuğumuzda cevaplamamız gereken sorular da böyledir. Aynı sorunun cevabı herkes için farklıdır. Herkesin sorusu aynı konuda bile olsa farklıdır. Bir başka anlatımla herkesin hayatındaki 500 TL aynı şeyi ifade etmez. Birisi için akşam yemeği parasıdır, bir başkası için bir aylık geçim parasıdır. Din adamlarının en büyük açmazı burada yatmaktadır. Herkesin aynı cevaplar ile hayatını en doğru şekilde yaşayabileceklerini zannediyorlar. Üstelik bunun 1400 yıl önceki kurallar ile. Bunun kapısı olmayan bir labirent olduğunu anladım. Büyük bir risk olarak bu soruların cevaplarının benim dna kodlarımda var olduğunu sadece benim bunları bulmam gerektiğini anladım. İyi ki öyle yapmışım. Kafanızda bir soru oluştu ise bunun cevabının yine sizde olduğunu ve sadece sizin bunun peşine düşmeniz gerektiğini anlamanız gerekiyor. İşte bu kapısı olmayan labirentin duvarına vurduğunuz ilk tekmedir ve bir gün o duvarı yıkıp özgürlüğünüze kavuşmanız yakındır.
O zaman kitaptaki kurgu ile anlattıklarınız arasında bir tezat oluştu sanki. Kitabınızda sorularınızı “Azizim” diye hitap ettiğiniz Ali isminde birine sorup cevapları ondan alıyorsunuz. Bunu nasıl açıklayacaksınız?
Belki de Ali ismini verdiğim o kişi benim vicdan sesimdir. Benden bana yankılanan bir sestir ve herkese içindeki o sese kulak ver çağrısıdır.
Kitap hangi yayınevinden çıktı ve kitap çıkarmak isteyen kişilere tavsiyeniz nelerdir?
İlk kitabım Allah’ı Arayan İmam’ı çıkarırken kitap çıkarma sürecini çok iyi bilmiyordum ve işin gerçeği çıkaran yayınevi gerekli özeni hiç göstermedi. Beğendiğim tek şey kitabın kapağı idi. Labirentten Çıkış’ı bitirdiğimde ciddi bir araştırma yaptım. Yaptığım araştırmalardan sonra Luna yayınlarında karar kıldım. Kitabın en başından matbaa aşamasına gelene kadar çok güzel bir çalışma yaptılar. Benim onayım olmadan bir sonraki aşamaya hiçbir zaman geçmediler. Kafamda tasarladığıma en yakın kitap oldu. Bu yüzden memnunum ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
Kitap çıkarmak isteyen yazar adayı dostlarımıza şunu tavsiye ederim. Eserlerini gönderdikleri yayınevini çok iyi seçsinler. Çıkarmış oldukları eski yayınlara baksınlar. Yayınevine gönderdikleri eserine yayınevi tarafından birkaç saat içinde dönülüp basılmaya değer görüldüğü söylendi ise uzak dursunlar. Bir eserin okunması ve incelenmesi bir haftadan hele hele üç günden önce olmaz. Daha sonra çok iyi bir sözleşme imzalasınlar. Hatta bunun için gerekirse bir hukukçudan destek alsınlar.
Kitabın tanıtımını nasıl yapacaksınız?
Bugün sosyal medyayı kullanmadan bir şeyi tam anlamıyla yaptım demek olağan değil. Öncelikle iyi bir sosyal medya kullanıcısı olarak kitabın tanıtımını sosyal medyadan yapacağız. Ayrıca yayınevimiz gerekli tanıtımları yapacak ve bu anlamda 14. Ankara Kitap Fuarında 8 Mart 2020 Pazar günü saat 12.00- 14.00 saatleri arasında ilk imza günümüzü yapacağız. Ben kitap piyasaya çıktıktan kısa süre içinde biteceğini ve ikinci baskıyı yapacağımızı düşünüyorum.
Bizde Ajans37 olarak okuyucusunun bol olmasını ve ihtiyacı olan herkes ile yolunun kesişmesini diliyoruz. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Öncelikle çıkış aşamasında kitabımızın tanıtımı için bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Ajans37 benim severek iki yıl program hazırlayıp sunduğum ve Kastamonu’da çok büyük bir açığı kapatan bir platform. Bende size çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Doğduğum kente ve güzel insanlarına selamlar.
RÖPORTAJIN LİNKİ
http://ajans37.com/yazarlar/mehmet-eren/bir-dost-ile-roportaj/259/