Yaşam

Gecekondu Evlilikler

İnsanlık aleminin çekirdeğidir aile. İnsanlık alemi bütün enerjisini aileden alır. Ailenin mutluluğu aslında toplumun mutluluğudur. Mutluluk yurdu olarak dinsel terimlerde cennet kullanılır. Aile cennetin yaşandığı en küçük alandır. Cenneti deneyimlemek ve cehennem ateşinde yanmanın ilk tecrübesi ailede yaşanılır.

İnsanların evliliklerinin dış duvarına baktığınızda mutluluk resimleri görürsünüz. İçerideki yangını dışarı göstermeme çabasıdır bu. İçeride çocukları ile beraber yanan kişiler vardır. Bu ülkede (biraz değişse de) erkek çocuklarla, kız çocukları beraber oyun oynamadan büyürler. Arkadaşlık mefhumunu yaşamadan ergenliğe geçiş yaparlar.
Büyüdüklerinde yaşayacakları tablo bellidir. Erkek bir kadın için geçim kaynağı, kadın bir erkek için evinin işlerini gören kişi, kuluçka makinesi, o lüzum gördüğünde çanta gibi yanında taşıdığı bir kişi.

Evliliklerimiz sakattır bizim ülkemizde. Şehirlerimiz gibidir evliliklerimiz. Temelleri olmadan kurulmuş gece kondu misali. Kimse dokunamaz ona. Çünkü dokunduğunuzda zaten yıkılacaktır. Erkek bir kadına nasıl davranılacağını bilemez. Sevmeye çalışır belki ama yaparken yıkıveririr. Hoyrat elleriyle koparıverir nadide gülü. Her şey bitmiştir artık. Arada sevgi kalmamıştır. Kabul etmeseler de sevgi kalmayınca paylaşacak bir şey de kalmamıştır. Avuturlar kendilerini. Çocuklarımız olmasa bir tek dakika durmam lafları duyulmaya başlar. Oysa bu konunun çocuklarla alakası yoktur. “Ben boşanırsam ayaklarım üzerinde duramam çığlığıdır” yankılanan bu ses. Artık her gece aynı yatakta yatan ama farklı dünyalarda yaşayan iki insan vardır evlilik denilen kahrolası cehennemde. Ne cennet yapma yolu gösterilmiştir onlara, ne de sevgi ekilmiştir yuvalarına.
Bir söz duymuştur ta çocukluğundan beri. Evlilik kurumu kutsaldır diye. Beyaz gelinlikle girdiğin bu kapıdan beyaz kefen ile çıkarsın diye. Oysa evlilik kutsal falan değildir. Evliliği çocuklarına anlatamayan büyüklerin suçlarını kamufle etmek için uydurdukları bir paravandır kutsallık.

Evlilik iki kişiden tek bir birey ortaya çıkarmaktır. Evlilik ayrı ayrı akan derelerin tek bir mecrada akarak hayatlarını sürdürme kararıdır. Evlilik sevgi varsa evliliktir.
Evlilik 1+1 yaşamayı bırakıp 0,5+0,5=1 yaşamaya başlamaktır. İki bireyden TEK’lik ortaya çıkarmaktır. Bağımsız bir birey olarak yaşamak arzusunda isen o zaman evlenmeyeceksin. İki 1’den tek 1 ortaya çıkaramayacaksan o zaman şu sonuç ortaya çıkacaktır. Aynı yatakta beraber yatıp birinin gözyaşı döküp sabahlara kadar ağladığı, diğerinin ise horul horul uyuduğu cehennemler. Ya da aynı yatakta yatıp, yanımızdakine sevgili numaraları yapıp, hayalimizde gerçek sevgiliyle sarılıp uyuma yüzsüzlüğü. Aynı yatakta yatıp, hayalinde başkalarının kollarında uyuma utanmazlığı. Ne kadar can acıtıcı değil mi? Bu gün hala hayatının devrimini yapmış bir kaç indigo dışında kadınlar yine kuluçka makinesi, erkek ise yuvaya yiyecek taşıyan çalışan kişi. Böyle yaşamaya devam ettiğimiz müddetçe kandıracağız birbirimizi. Çatır çatır yandığımız evlilik cehenneminin dış duvarlarında mutluluk resimleri paylaşıp rahatlayacağız.

Evlilik ne kadar güzel.
Evlilik bencillikten kurtulmak için insanın deneyimlediği ilk basamak.
2 den 1 çıkarmak muhteşem bir tekâmül devrimi
1 olmak için birleşip, 2 yapanlar hep kaybedecektir.
2 den 1 çıkaranlar cennetlerinde mutlu yaşayacaklardır.

İlgili içerikler
Kişisel GelişimYaşam

Ölüm ve Doğum -3-

Kişisel GelişimYaşam

Ölüm ve Doğum -2-

Kişisel GelişimYaşam

Ölüm ve Doğum -1-

DünyaYaşam

Ruhumuzun Sesi mi, Zihnimizin Sesi mi?

Paylaşımlardan anında haberdar olmak istiyorsan abone ol!