Kişisel Gelişim

Burçlar ve Kaderin Hayatımıza Etkisi. Kaderimizi Kim Yazıyor?

Burçlar ve kaderin hayatımıza olan etkisi ile ilgili yazıma geçmeden önce burçlar ve burçları inceleyen kitaplar ve yazılar ayrıca kader ile ilgili ciddi araştırmalar yaptım. Burçların kaderimizle ciddi bir ilintisi olduğunu anladım ve bu konuda söyleyecek şeylerim olduğunu düşündüğümde yazmaya karar verdim. Yazıya başlamadan önce burçların aylarını, burçların gruplarını, burçların tarihlerini sizlere vermem gerekecek. İleri ki günlerde bu konuda birkaç yazı daha ele almak istiyorum. Bütünlüğü sağlamak adına buradan başlayalım.

Burçlar dört gruba ayrılmıştır ve bu grupları aklınızda tutun.
Ateş burçları: Aslan, Koç ve Yay burcudur.
Toprak burçları: Başak, Boğa ve Oğlak burcudur.
Hava burçları: İkizler, Terazi ve Kova burcudur.
Su burçları: Akrep, Balık ve Yengeç burcudur.

Yaptığım Araştırma

Benim yaptığım araştırmalara göre doğum tarihi ve saatine göre sahip olduğumuz burç grubu bizim karakter yapımızın en önemli izlerini taşıyor. Ateş grubunda olan ateş, toprak grubunda olanlar toprak, hava grubunda olanlar hava, su grubunda olanlar suyun özelliklerini taşıyor.

Aylara göre bölünmüş 12 burç vardır. Pek insanlar bilmese de günlerinde burçları vardır. Bir günün içinde de 12 burç vardır. Güneşin doğduğu saatten, diğer gün güneşin doğduğu saat arasında geçen 24 saat aslında 12 burca bölünmüştür. Buradan da anlayacağınız gibi gün içinde ruhsal olarak değişimlerimizin nedenini anlamış oluyorsunuz.
Ancak anlatacaklarım bu da değil. Bu konu astrologların işi ve ben bu konuda uzman biri değilim. Astroloji ve makyaj konusunda size bir kişi ve site tavsiye edebilirim. Buradan hem doğru bilgileri alacak ve hatta size gerekli cevaplar da verilecektir.

Burçların yorumlanması  ve kader yazgısı ile ilintisi?

Burçların yorumlanmasının sakıncalı olduğunu düşünen insanlardan biriyim. Eğer doğum tarihinizi ve doğum saatinizi biliyorsanız burcunuz sizin karakterinizdir. Altını özellikle çiziyorum, burçlarımız bizim ana karakterimiz, burç gruplarımız da bizim ana karakter yapımızın özelliğidir. Asıl gizemli nokta burası. Sizin için yazılmış kader daha açılmamış bir dosyadır. Bu dosyayı birine craklettirip açtırdığınızda artık sizin için işlemeye başlar. Bir astrologun sizin için yapmış olduğu her yorum artık sizin dünyanızda harekete geçmiştir ve bir gün muhakkak olacaktır. Astrolog yorumunu yaparak görevini yapmıştır, parasını da almıştır ama onları sonuçları ile beraber yaşayacak astrolog değil, sizsiniz.

Bu konular ile ilgili yapmış olduğum araştırmalarda Sümer tabletlerinde ciddi bilgilere ulaştım. Kutsal kitaplarda anlatılan bilgiler nerede ise birebir aynı. Şimdi yaratılış ve burçlar ile ilgili çok enteresan bir bilgiyi Sümer tabletlerinden paylaşıyorum.

Sümer Tabletleri

Yaratıcı, bu mükemmel düzendeki evreni yarattığında dünyaya da düzen vermek istedi.
Bunun için oraya,ölümsüz bir varlık suretinde yaratılmış ölümlü bir yaratık olan insanı indirdi,
Kozmos’un tanrısal yapısını güzelleştirmek için.
İnsanın işlevidir Atum’un eserini tamamlamak.
O, evreni hayranlık içinde seyretmek için yaratılmıştır ve yaratıcısını bilmesi için.
İlk başta göksel tanrılar yakınarak konuştular:
“İnsanlığı yaratırken aceleci davranıyorsun.
Araştırıcı gözlerle bakıyor onlar ve duymayı hak etmediklerini duyuyorlar.
Küstahça el uzatıyorlar.
Kazıp çıkaracaklar bitki köklerini ve taşların özelliklerini araştıracaklar.

Daha geri hayvanları kesip biçecekler ve birbirlerini de!
Keşfetmeye çalışacaklar neden canlı olduklarını ve ne saklı olduğunu içlerinde.
Kendi topraklarının ormanlarını kesip bitirecekler ve denizin ötelerine yelken açacaklar ne olduğunu görmek için.
Madenleri kazacak ve Yeryüzü’nün derinliklerini araştıracaklar.

Belki bunlara dayanmak mümkün olur, ancak daha da ileri gidecekler.
Yukarıdaki dünyayı keşfetmek için sabırsızlanacaklar,
gözlemler yaparak keşfetmeye çalışacaklar yasaları
göklerin hareketlerini yöneten.

Atum’un yanıtı şöyle oldu:
“Zodyak’ı yapacağım;
bir mekanizma ki yıldızlarda gizli, şaşmaz ve kaçınılmaz kadere bağlı.
İnsanların hayatları, doğumdan son yıkıma kadar,
kontrol edilecektir gizli işleyişiyle bu mekanizmanın.”
Ve bu mekanizma işlemeye başladığında, keskin gözlü tanrıça Kader
gözetip denetledi Zodyak’ın devinimlerini.
Bu mekanizma vasıtasıyla, ayrılmaz oldular birbirlerinden Kader ve İcaplar.
Kader tohumu eker.
İcaplar zorlayarak sonuçları oluşturur. Kader ve İcapların ardından düzen gelir;


Tevrattan neredeyse 1000 yıl önce, İncilden 3000-3500 yıl önce Kur’andan 4.500 yıl önce yazılmış bu tabletlerdeki anlatımlar ile kutsal kitaplardaki anlatımların  nasıl benzeştiği dikkatinizi çekmiştir. Bütün bilgilerimizi topladığımızda ortaya şu çıkıyor. Yıldızlar ve gökyüzünün etkisi altındayız. Ve şimdi asıl benim söylemek istediğim can alıcı noktaya gelelim.

Kaderin bize atmak istediği silleyi önleyebiliriz.

İsterseniz bizi yaratan Tanrı diyin, isterseniz kendiliğimizden oluştuk diyin, isterseniz “Bir yıldız tozuyuz” diyin. Ancak yaratılışın ilk basamağında bizim için yazılan kaderi değiştirmek elimizde.. Bu belki de sistemin bir açığı…
Kendine soracağın soru şu?
Yazılmış kaderimi yaşayacaksın, yoksa yeni bir kader mi yazacaksın?
Sistemin bize dayattığı yazılmış kaderi oynamaktır. Biz kendi yolunu yürümek isteyenler ise kendi kaderimizi kendimiz yazmayı seçtik. İşte burçlar ile Tanrı ya da tanrıların, sistem ya da sistemi yönetenlerin yazdığı kaderi değiştirebilir ve kendi yazgımızın kendimiz belirleyebiliriz. Bu konu ile ilgili elimden gelen desteği buradan vermeye devam edeceğim.

Şimdilik safımızı belirleme kararını verelim.
Kader yazan tarafta mısın yoksa yazılmış kaderi oynayan tarafta mı?

İlgili içerikler
Kişisel GelişimYaşam

Ölüm ve Doğum -3-

Kişisel GelişimYaşam

Ölüm ve Doğum -2-

Kişisel GelişimYaşam

Ölüm ve Doğum -1-

Kişisel Gelişim

Varlığınızla Gurur Duyacak İnsanlarla Beraber Olunuz

Paylaşımlardan anında haberdar olmak istiyorsan abone ol!