Allah inancı ruhun konusudur.
Allah inancı en azından insanın yüreğinde sevgi çiçeklerini çoğaltamıyor, cennet bahçelerini yüreğinde kurduramıyorsa o inanç sorgulanmalıdır.
Allah’ın varlığına kimseyi inandıramazsın.
Çiçeklerle, böceklerle onun varlığını açıklayamazsın.
Allah’ın varlığını kendi kendine evliya payesi verdiğin insanların anlatmasıyla da öğrenemezsin.
Allah’ın varlığına sadece sen şahit olabilirsin.
Sen bulabilirsin.
Sen sorgulayabilirsin.
Ve…!
Sen inanabilirsin.
Seni kimse inandıramaz.
Seni kimse ikna edemez.
Allah o yüzden diğer her şeyden farklıdır.
Hayatın her alanında onun damgası vardır.
Ateist olduğunu iddia edenler bile saatlerce onun yokluğundan bahsederler.
Oysa yokluğuna inandığınız bir şeyi durmadan hayatınızın merkezinde tutmanız mümkün değildir.
Allah’ın varlığına insanlarını inandırmaya çalışmak beyhude bir uğraşıdır.
Hele Allah’ın varlığını kabul ettirmek için öldürmek ise apayrı bir garabettir.
Allah vardır veya yoktur.
Bu tamamıyla senin konundur.
İspatı yoktur.
İspatını yapmaya çalıştıkça batarsın.
Komik duruma düşersin.
İman konusu senin mevzundur. Seni bağlar.
İman ettim diyerek iman edilmeyeceğini de belirtmek isterim.
“Sizler iman ettik diyerek sınanmadan kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz” ikazını hatırlatmak isterim.
Allah inancı ruhun konusudur.
Allah inancı en azından insanın yüreğinde sevgi çiçeklerini çoğaltamıyor, cennet bahçelerini yüreğinde kurduramıyorsa o inanç sorgulanmalıdır.
Allah’tan söz ediyorsan sonsuz düşünmek zorundasın ve sonsuz düşünenlerin beyninde etiketleri yoktur.
O herkesi bağrına basabilen rahmet insanıdır.
Tüm kainatı yüreğine sığdırabilecek kadar..