Beyaz Zambaklar Ülkesinde romanı muhakkak okunması gereken kitaplardan bir tanesi. Bir ülkenin topyekûn nasıl ayağa kalktığını anlatan muhteşem bir eser. Ülkemizde ilk defa Atatürk zamanında Türkçeye çevrildi. Atatürk kitabı o kadar çok sevdi ki bu kitabın okullarda müfredata dahil edilmesini ve özellikle askeri okullarda kesinlikle okutulmasını istedi. O zamanlarda bu kitap o kadar ilgi gördü ki, en çok satan kitapların arasına girdi.
Size tanıttığım kitap bir ülkenin tüm olumsuzluklara, imkansızlıklara ve yetersiz doğa koşullarına rağmen aydını, öğretmeni, din adamı ve tüm halkı ile nasıl ayağa kalktığını anlatır. Bu insanların Finlandiya’yı ayağa kaldırmak için verdikleri mücadeleyi okurken birlik olmuş insanların ne tür engelleri aştığını ve başarıya ulaştıklarını okuyacaksınız.
Beyaz Zambaklar ülkesini isimli muhteşem kitabı yazan yazarı tanıyalım.
Grigory Petrov kimdir?
Tam adı Grigory Spiridonoviç Petrovdur.
1866 yılında Rusya’da doğmuştur. Hem gazeteci, hem rahip ve hem de yazardır. 20.yüzyılın içinde Rusya’da en çok tanınan bir papaz ve en çok okunan bir yazardır.
Görüşleri kilise ile çakışmaya başlayan Petrov kiliseden kovulmuş ve o günden sonra kendini tamamen yazarlığa vermiştir. Ancak gazeteciliği ve hitabet yeteneğini kullanarak kitleleri etkilemeye devam etmiştir.
Rusya’da yapılan Bolşevik Devrimi ile ülkeden kaçtı ve Yugoslavya’ya yerleşti. Eserlerinin çoğunu burada kaleme aldı. Sovyet yönetimi dönemimde eserleri Rusya’da yasaklandı ancak o konferanslar vermeye devam etti.
Bulgaristan ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinde oldukça etkili olarak dönemin aydınlarını etkilemiştir.
Atatürk yazarın eserini Türkçeye çevrilmesini istemiş ve derslerde okutulmuştur. Ülkemizde en çok okunan eserlerin başında gelir.
Grigory Petrov’un kitapları Türkiye’ye göç eden göçmen Türkler tarafından getirildi ve kitabın içinde yer alan fikirler uygulanması gereken eğitim ve kalkınma politikası olarak düşünüldü. 2008 yılına kadar Türkçeye 4 defa çevrildi ve 41 kez baskı yaptı.
1925 yılında mide kanserine yakalandı ve devlet imkanları ile Paris’e tedaviye gönderildi. Ancak iyileşemedi ve 18 Haziran 1925 yılında hayatını kaybetti. Külleri yakıldı ve naaşı eşi ve kızının yaşadığı Novi Sand kasabasına defnedildi. Mezarı sonra kızı tarafından Münih Şehrinin Ostfriedhof mezarlığına nakledildi.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde konusu ve anlatımı
Beyaz Zambaklar ülkesinde kitabı başta kısaca ifade ettiğim gibi bir ülkenin topyekün nasıl ayağa kalktığını anlatıyor. Romanımızın kahramanı Snelman. Kitap ayrıca Snelmanın ağzından anlatılmıştır.
Finlandiya 1811 yılına kadar İsveç hakimiyeti altında olan bir ülke idi. Bütün okullar, kiliseler, ticaret ve sanat İşveçlilerin elindeydi. Öğretmenler, sanatkarlar, din adamları İsveçliydi. Bu insanlar Finlandiyalılara üstenci bir bakış açısı ile yaklaşıyorlardı. Bu durum aynı zamanda Finlandiya halkının kültürel gelişimine de engel oluyordu.
1808 yılında Rusya Finlandiya’nın yarısını ele geçirdi ve kazanılan hakların tamamının kullanılmasına izin verileceği Rus çarı tarafından ilan edildi. Bu olaydan sonra Finlandiyalılar özgürce kendi kültürlerini geliştirme olanağı buldular.
Fin kültürünü geliştirmek için en büyük çabayı Johan Wilhelm Snelman gösterdi. Toplumun her kesimi ile adeta teker teker ilgilendi. Adeta ülkede topyekün bir seferberlik ilan edilmişti.
İlk çalışmasını aydınlar üzerinden başlattı. Aydın olmanın halka üsten bakmak olmadığını, aydın olan kişiler ne biliyorlarsa bunu halka öğretmeleri gerektiğini anlattı. Daha sonra halkın iyi bir şekilde bilgilendirilmesi için öğretmenlere sıra gelmişti. Öğretmenlere yaz ayı boyunca konferanslar verdi ve öğretmenlerin işlerini iyi yapmaları konusunda onlara tavsiyelerde bulundu.
Din adamlarını da bu hedefler doğrultusunda çok önemli buluyordu. Dinsizliğin halkın ruhsal olarak taşıdığı bütün değerleri öldüreceğini düşünüyor ve bu konuda halkın bu duygularını yaşatması için din adamlarına çok işler düştüğünü anlatıyordu.
Rusya ile andlaşma
Rusya ile yapılan andlaşma gereği 1816 yılında yeni anayasa kabul edildi. Bu andlaşmanın sonrasında Finlandiya’da devletin işlerini Finliler görmeye başladı. Snelmanın emekleri semeresini göstermeye başlamıştı. Bu dönemde her kesimde büyük değişimler ortaya çıktı ancak en büyük değişim orduda görüldü.
Ordu da görevli olanlar hiçbir iş yapmazlar sabahtan akşama kadar kışlada oturur ve içki içerlerdi. Halkla hiç ilgilenmezler ve onlara kaba davranırlardı. Snelman ve arkadaşları bu konuda ciddi bir çalışmaya başladılar. Ordu içinde konferanslar vererek bu olumsuz durumu düzelttiler. Artık aileler çocuklarını askere göndererek terbiyeli birer insan olmalarını istiyorlardı.
kayalık ve bataklıklar ülkesi olarak bilinen Finlandiya’da kayaların üzerine toprak taşındı ve orada tarım yapılmaya başlandı. Üretime başladılar, okullar açıldı ve insanlar okumaya başladılar.
Ta 1800’lü yıllarda atılan bu temeller bugün Finlandiya’yı dünyanın her konuda en iyi ve en disiplinli ülkelerinde biri olmasını sağladı.
Ve son söz!
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetini’de etkileyen Finlandiyadaki bu çalışmayı ve topyekun ayağa kalkışı anlatan Zambaklar ülkesinde romanını muhakkak okumalı hatta çocuklarınıza okuması için ne gerekiyorsa yapmalısınız. Bu kitap onların yarınlara bakışını çok değiştirecektir.