Site icon Mehmet Tekeci

“Son Cüret” Kitabı İle Kurtuluş Savaşı Ve Yılmaz Özdil’in Kalemi

Son Cüret kitabı Yılmaz Özdil’in yazdığı ve Türk Ulusunun topyekün yazdığı “Kurtuluş Savaşı” destanının aslında bilinmeyenleri. Bu zamana kadar savaşı yazan kitapların aksine tüm detaylarına kadar, hatta ismini hiç duymadığımız kişilere kadar Kurtuluş Savaşını anlatan bir kitap.

Daha çıkmadan 400.000’in üzerinde önsipariş alan ve daha çıkmadan ikinci baskısı yapılan olağanüstü bir anlatımı olan bir kitap. Yılmaz Özdil’in seveni kadar sevmeyeni de var. Ancak Türkiye’nin en çok okunan köşe yazarı. Köşesinde kullandığı akıcı dil, kitaplarında da devam ediyor. O yüzden okuyucusu çok olan ve işin tuhaf tarafı okuyucusunun kendinden memnun kaldıı bir yazar.
Kitap tanıtımlarını yaptığımız bütün yazarlar gibi şimdi Yılmaz Özdil’in hayatına bir göz atalım.

Yılmaz Özdil Kimdir?

İzmir’de 2 Ocak 1965 tarihinde doğdu.

Aksaraylı bir babanın, Girit göçmeni bir annenin oğlu olan  Yılmaz Özdil, 1965 yılında İzmir’de doğdu. Çocukluğu ve gençliği İzmir’de geçti. İzmir Atatürk Lisesi’nin bitirdi, ardından Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Gazetecilik bölümünden mezun oldu. Gezetecilik mesleğine Yeni Asır gazetesinde muhabirolarak başladı. Yazı işleri müdürü olarak 1994 yılında Milliyet gazetesine geçti. Daha sonra 1995 yılında Sabah gazetesine Yazı İşleri Müdürü oldu. Fatih Çekirge’nin genel yayın yönetmenliğini yaptığı Star gazetesinin kuruluşunda yer aldı. Star gazetesinden ayrıldı ve Sabah gazetesine döndü ve ATV‘de  haber genel yayın yönetmenliği yapmaya başladı. TMSF’te devredilen ATV ve Sabahtan  ayrılarak Hürriyet gazetesine geçti. 2008 yılında Uğur Dündar’ın sunduğu Star Ana Haber bülteninin yayın yönetmenliğini yapmaya başlayan Özdil, Hürriyet’in üçüncü sayfasında köşe yazdı. Yazıları dolayısı ile 15 Ağustos 2014 tarihinde Hürriyet’teki görevinden istifa etmek zorunda kaldı. 10 Ekim 2014 tarihinden beri Sözcü gazetesinde yazmaktadır. Evli ve bir kız çocuk babasıdır.
On’un üzerinde yayınlanmış bazıları tiyatrolaştırılmış kitapların yazarıdır.

Son Cüret kitabına bir bakış

Son Cüret kitabını elinize alıp okumaya başladığınızda su gibi akan bir dile sahip olduğunu görüyorsunuz. Bir kitap okuru olarak elinize aldığınız kitabı sıkılmadan okumanız kitap bittiğinde üzülmenize sebep olan kitaplardır. Neden bitti? sorusunu sorduruyorsa bir kitap size, o kitap hem iyi hazırlanmış ve hem de iyi yazılmış demektir. Yılmaz Özdil’in kitaplarının takipçisi olarak bunu hep hissetmişimdir. Yazar kitaplarını altyapı olarak çok iyi hazırlıyor ve kullandığı dil ile okurunu kitabın içinde tutmayı başarıyor. Türkiye’nin tanınmış bir gazetecisi iseniz kitap basmanız çok kolaydır ancak kim olursanız olun yazdığınız kitap okunmuyorsa ünvanınız bir işe yaramaz. Son cüret kitabı daha ilk sayfalardan itibaren sizi içine çekiyor ve Kurtuluş Savaşında isminizi bile duymadığınız kahramanlar ile baş başa bırakıyor.

Bir millet kurtuluş macerası başlatıyor

Şişli’deki üç katlı pembe binanın perdeleri sıkı sıkıya kapalıydı.
Gaz lambasının cılız ışığı, odayı hayal meyal aydınlatıyordu.
Altı kişiydiler.
Üzerine harita yayılmış masanın etrafında, ayaktaydılar.

Talihsiz bir kuşağın çocuklarıydılar.
Hayat onları hep mecbur bırakmıştı.

Bıyıkları terlediğinden beri neredeyse bir gün olsun günyüzü görmemişlerdi, Çanakkale’den Trablus’a, Yemen’den Sina’ya, Balkanlar’dan Kafkaslar’a vuruşmadıkları coğrafya kalmamıştı.

Ve neticede, işte bu daracık odaya sıkışmışlardı.

Uzuuun uzun anlattığı haritadan başını kaldırdı.
Adeta nefes bile almayan arkadaşlarına baktı.
Ulusun kader anıydı.
Söylenecek ne varsa söylenmişti.
Söz bitmişti.
O çelik mavisi gözlerinde belli belirsiz bir keder bulutu dolaştı.
“Vakit tamam” dedi…

“Umutsuz olmayacağız.
Uçurumun kenarındayız.

Bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar.
Son bir cüret belki kurtarabilir.                                                                 

Anadolu’ya geçiyoruz!”

Mustafa Kemal Atatürk’ün o masanın etrafında bir avuç vatansever ile attığı bu muhteşem adım 3 yıl, 3 ay, 20 gün sonra bu ülkeye özgürlük getirecekti. Beni en çok hayretlere düşüren ise Kurtuluş savaşında bu zamana kadar aklımıza bile gelmeyen, kim olduklarını bilmediğimiz gizli kahramanların, hatta başka ulustan olan gönlü güzel insanların olduğunu öğrenmekti. Burada teker teker anlatmaya kalksam sayfalar dolusu bir tanıtım sayısı olacak o kahramanlar ile tanışmanızı isterim. Ben kitabı çok sevdim. Kurtuluş savaşını sadece anlatmamış, o savaşa anlatımı ile bir ruh giydirmiş. O yüzden okunmasını arzu ettiğim kitapların başında gelmektedir. Sia yayıncılık çıkardı ve kitap 450 sayfa.

Ve Son Cüret

Aslında son sayfasını okuyup kitabı bitirdiğinizde “Son Cüret” diyerek ayağa kalkmanız gereken ne kadar çok şey olduğunu, “Son Cüret” diyemediğimiz için hayatımıza altın harflerle yazılacak nice başarıları kaçırdığımızı da hissediyorsunuz. Son Cüret benim okurken sıkılmadığım ve gerçekten okunmasını tavsiye ettiğim, anlatımı ile bir ruhu olan kitap. Kitapla buluşmanız dileğiyle….








Exit mobile version