Site icon Mehmet Tekeci

On Dakika Otuzsekiz Saniye Çöp Kutusunda Hatırlanan Acı Bir Hayat

On dakika otuzsekiz saniye Elif Şafak’ın en çok satan kitaplarından bir tanesi. Benim en çok ismi dikkatimi çekti ve kitabı merak ettim. Aynı merakla sizlere kitabın tanıtımını yapacağım.
Elif Şafak çok okunan ancak en çok eleştirilen yazarlardan bir tanesi.
Nerede ise yazdığı bütün kitaplar çok satıyor ve okunuyor.

Benim kanaatimce onun okunmasının en büyük nedenlerinden bir tanesi çok farklı kurgular ve konular seçmesinden kaynaklanıyor. Biraz sonra tanıtacağım kitaptaki kurgu da herkesin aklına gelmeyecek bir kurgu. Ölmek üzere olan bir genelev kadınının son nefesini vermeden önceki on dakika otuzsekiz saniyesi..

On dakika otuzsekiz saniyeye sığdırılan koskoca bir ömrün içinden ilginç hikayeler çıkarmış Elif Şafak. Her zaman olduğu gibi kitabın tanıtım yazısını, yazarın kısaca hayatını verip, tanıtım yazımıza geçelim.

Tanıtım Yazısı

Adı Leyla’ydı. İstanbul’un en eski genelevlerini barındıran o meşum sokakta yer alan gülkurusu renkli evde bilinen adıyla Tekila Leyla. Öyle derdi ona arkadaşları, ahbapları ve müşterileri.

Öyle derdi ona beş kadim dostu. Hiç istemezdi Leyla kendisinden geçmiş zaman diliminde söz edilmesini. Ama işte kalbi daha az evvel susmuş, soluk alış verişi ise hepten kesilmişti. Şehrin kenarlarında bir çöp kutusuna bırakılmıştı cansız bedeni. Gene de henüz durmamıştı beyni. Çalışıyordu hâlâ. Tastamam on dakika otuz sekiz saniye boyunca…

Elif Şafak Kimdir?

1971 yılında Strazburg’da doğan Elif Şafak ortaokulu Madrid’de okumuştur. Yüksek öğrenimini ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümünde yapmıştır. Yine yüksek Lisansını ODTÜ Kadın Çalışmaları Bölümünde yapmıştır. Doktorasını ODTÜ Siyaset Bilimi Bölümünde tamamlamıştır. Yüksek Lisans tezi İslamiyet, Kadın ve Mistisizm konularını seçmiştir.
Hazırlamış olduğu bu tezle Elif Şafak Sosyal Bilimler Derneği tarafından ödüllendirilmiştir.

Yurtiçi ve yurtdışında akademik kariyerde yapan Elif Şafak İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde dersler vermiştir. Michigan Üniversitesinde 2003-2004 yardımcı doçentlik yapmıştır. Yine Arizona Üniversitesi Yakın Doğu Araştırmaları Bölümünde yardımcı doçentlik yapmıştır.

Elif Şafak ismini belleklere kazıyan kitap “Aşk” romanıdır.
Bu roman ile bütün Türkiye’nin gündemine oturmuş ve o günden sonra hep çok satanlar listesinde yer almıştır. Yukarıda belirttiğim gibi ilginç konuları çok akıcı ve ilgi çekici bir şekilde sunan Elif Şafak en verimli yazarlık çağını yaşamaktadır.

10 dakika otuzsekiz saniye konusu ve anlatımı

Kitabın konusunu söylemiştim. Kahramanımız bir hayat kadını.
Öldürülmüş ve bir çöp kutusuna atılmıştır. Son nefeslerini vermek üzeredir ve beyni hala çalışmaktadır. Çöplerden geçimini sağlayan dört genç çöpleri karıştırırken Tekila Leyla’yı görürler ve boynundaki kolyeyi alırlar. Tekila Leyla hala yaşamaktadır ve kısa süreliğine de olsa geçmişe gider.

Tekila Leyla Vanlı bir ailenin çocuğudur. Babası zıtlıklar içinde yaşayan bir adamdır. Hem dinden bahsetmektedir hem de içki içmektedir. Suzan isminde bir kadın ile evlenmiştir. Ancak Suzan’dan çocuğu olmayınca Binnaz ile evlenir. Harun dört adet erkek çocuğu olsun ister hatta isimleri bile hazırdır. Tarkan, Tolga, Tufan, Tarık
Binnaz ilk çocuk olarak kız doğurur. İlk çocuk olması nedeniyle fazla ses çıkarmaz ve kızın  adını Leyla Afife Kamile koyar. Harun Binnaz’a çocuğu Suzan’a vermesini söyler. “Biz seninle daha çok yaparız, o da anne olsun” der. İlk çocuğu olduğu için istemese de razı olur. Leyla bu yüzden Suzan’ı anne olarak bilerek büyümüştür. Tekile Leyla dans etmeyi çok severe, ileri de dansçı olmak ister. Anne olarak bildiği Suzan okusun diye onun göbek bağını okulun bahçesine gömmüştür. Ancak Harun kızların okumasının gereksiz olduğuna inanır.
Bu arada Tekila Leyla kadınların ağda günlerine takılmakta ve onların müstehçen ve açık saçık konuşmalarına hayret etmektedir. Sanki bilmese onların imamın sohbetine katılan imamlar olduğuna inanmayacaktır.

Bir ağda gününde Binnaz Tekila Leyla’ya onun annesi olduğunu söyler. Annesi bildiği Suzan teyzesinin ruh sağlığının iyi olmadığını sürekli olarak anlattığı için Leyla buna pek aldırış etmez.

Leyla’nın anıları

Leyla’nın anıları gözünden bir film şeridi gibi geçmektedir. Birçok şey hatırlar çöp kutusundan içinde son nefesini vermek üzereyken… Ölümünün her dakikasından bir şey hatırlayan Leyla 4 dakikasında şunları hatırlar.

Polis tarafından baskın yapılmış ve Tekila Leyla tutuklanmıştır. Geceyi uzun boylu bir kadın ile geçirir. Bu kadın bir türkü mırıldanır ve daha önce bu türküyü duymuş ve okuyan kişi adının “hiç” olduğunu söylemiştir. Bu aslında Tekila Leyla’nın ilk arkadaşlarından Nostalji Nalan’dan başkası değildir. Nostalji Nalan aslında bir erkektir ve adı Osmandır. Hamamlarda çalışmış, tuvalet temizlemiştir ve bundan sonraki kimliğini bu şekilde yaşamaya karar vermiştir. Ölümünün dokusunda dakikasında D/Ali’yi hatırlar Tekila Leyla
D/Ali bir gün zor durumda kalır ve geneleve sığınmak zorunda kalır. Burada Tekila Leyla ile tanışır. Leyla ona aşık olur. Çünkü Ali onu fahişe olarak görmemektedir. Onuncu dakikada Leyla çok sevdiği midye dolma tadını hisseder ve Ali ona aşkını itiraf eder.

Artık Leyla yoktur ve son durak olarak kimsesizler mezarlığına doğru yol almaktadır.

Ve son söz!

Ve son söz olarak güzel bir kurgusu olan ve akıcı dili olan bir kitap okuduğumu söyleyebilirim. Ölmeden önceki her dakikayı özellikle anlatmadım, kitabın gizemi ortadan kalkmasın diye… Yerleşmiş hurafelerinde işlendiği kitabın okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.







Exit mobile version