Site icon Mehmet Tekeci

Muharrem İnce Çıktığı Yolun Farkında mı? -2-

Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı ve örgütünün iki adet başarısı vardır.
1- Adalet Yürüyüşü.
2- 2019 Mahalli seçimleri.

Dünkü yazımızda Muharrem İnce açısından çıktığı yolu ve handikaplarını anlatmaya çalışmıştık. Yazımızın ikinci ve son bölümünde Cumhuriyet Halk Partisi açısından konuyu değerlendirmeye çalışacağız.

Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı ve örgütlerinin iki adet başarısı vardır.
1- Adalet Yürüyüşü.
2- 2019 Mahalli seçimleri.

24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP açısından irdelenmesi gereken en önemli hata adayının çok kısa bir zamanda rüzgarı arkasına alıp aradaki farkı ciddi anlamda kapatmasına rağmen sandık güvenliği açısından yeterli çalışmayı yapmamasıdır. Bu anlamda 2019 mahalli seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığının kazanılması CHP’nin değil, Ekrem İmamoğlu’nun kurduğu gönüllülerden oluşan bir örgütlenme ile gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
YSK’dan daha üst düzey bir altyapıya sahip olunduğunu söyleyen CHP kurmaylarının bu söylemlerinin havada kaldığı bir seçimdir Cumhurbaşkanlığı seçimi.

Muharrem İnce nasıl o gece YSK önünde oylarına sahip çıkmadıysa CHP’de Muharrem İnce’ye sahip çıkmamıştır. Yalnız bırakılmasından kaynaklanan kızgınlıkla genel merkezin bazı taleplerini geri çevirdiği dışarı sızmış olsa da, ilk defa Cumhurbaşkanlığını kazanmaya bu kadar yaklaşılmışken elden gelen her şey yapılmalıydı ve bunun yapılmadığı anlaşılmıştır.

CHP’de şöyle bir handikap var. Bu handikap’ın genel merkez tarafından bilinmemesi mümkün değildir. Statükonun dışına çıkıp halkın hoşuna gidecek şeyler yapmaya başlayan ve yaptığı çalışmalar ile sivrilen kişi ya da kişiler “Örgütün önüne geçiyor” denilerek hemen engellenmektedir. Bu çok tuhaf bir alışkanlık haline gelmiştir CHP örgütlerinde…

Muharrem İnce açısından seçim sonucunda yapılan en büyük hatalardan biri de hamlelerini acilen ve vakti gelmeden yapmasıdır. Seçimde aldığı % 32 oyu kendi hanesine yazması ve oturup hesap yapmadan kurultay toplamaya kalkması, Kemal Kılıçdaroğlu’na rakip olmayacağım diye açıklama yapmasına rağmen bunun tersine hareket etmesi aslında arkasındaki desteğin süratle erozyona uğramasına sebep oldu.

Bu konunun buraya kadar gelmesi CHP’nin muhalefet olarak başarısız bir parti olmasından kaynaklanmaktadır. Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı seçildiği günden başlayarak Deniz Baykal’ın 2002 yılında altın tepside sunduğu siyasi hayatı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhalefet olarak siyasi manevra kabiliyetinin eleştiriden öteye gitmemesi CHP’yi bu günlere getirmiştir.

Türkiyenin en köklü ve en eski partisi olan CHP’nin Tayyip Erdoğan’ı seçimde yenebilmek için hep kendi dışından aday arayışı içinde olması ve hala 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Abdullah Gül adının geçiyor olması siyasi olarak CHP üzerinde ciddi bir güvensizlik oluşturmaktadır. CHP genel merkez yönetiminin bunu göremiyor olması mümkün değildir. 100 yıllık bir partinin kendi içinden bir cumhurbaşkanı adayı çıkaramıyor olması ve 2002 yılından bu tarafa ilk defa kazanma şansı en yüksek olan adayı Muharrem İnce’ye veri akışı sunamaması CHP hanesine yazılacak en büyük eksilerden biridir.

CHP’nin 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına kazanma şansı kuvvetli içinden çıkarabileceği kişiler vardır. Ancak bunun için parti olarak iktidar olacak özgüven ve çalışma, yeniden cumhuriyet ve kaybolan değerlerini geri kazandırmak için ciddi projeler gerekmektedir.

Muharrem İnce için daha önceden söylediğim gibi 24 Haziran gecesini aydınlatmadığı, kaybolan müthiş güven erozyonunu geri kazanmadığı müddetçe yapabileceği bir şey olmadığını söylemek durumundayım. CHP içinse Abdullah Gül adını telaffuz ettiği her gün Recep Tayyip Erdoğan’ın koltuğunu daha da sağlamlaştırdığını söylemek isterim.

Muharrem İnce bana göre yine olgunlaştırmadan ve cumhurbaşkanlığı seçimi gecesinin üzerindeki sis perdesini kaldırmadan erken bir hamle yapmıştır. Bana göre erken ve olgunlaşmamış bir hamledir. 2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun var ya da yok olma seçimleridir. Bu seçimler kaybedildiğinde onu o koltukta tutacak tek bir güç kalmayacaktır.



Exit mobile version