Kısaca ateizm Tanrının ya da her türlü Tanrı inancının dışında olan düşünce sistemidir. Bu düşüncede olan insanlara da ateist denir.
Aynı zamanda ateistler sadece Tanrı inancına değil, metafizik bütün kavramların varlığına da inanmazlar.
Bu kısa tanımlamadan sonra biz bu yazıda ateizme başka bir pencereden bakacağız. Yıllardır yapmış olduğum gerek teolojik ve gerekse kişisel gelişim kaynaklı araştırmalara baktığımda “Ateizm”in Tanrının bir planı olduğu fikrinin bende çok ağırlık kazanmasıdır. Ateizm’in bir insanın tekamül yolculuğunda uğraması gereken etaplardan biri olarak düşünüyorum.
Kur’an mantığına göre konuya baktığımızda aynı sonucu elde ediyoruz.
İbrahim peygamberin yaşamının anlatıldığı ayetleri incelediğimizde bu sonuca kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz. Onun ilk önce inançlar ile ilgili sorgulamaları başladı. Bu sorgulamaları sırasında “Babasının ve toplumun inandığı Tanrı figürüne savaş açtı” Ardından doğaüstü şeylere; güneş’e, ay’a, ve yıldızlara merak sardı ve onların doğuş ve batış saatlerine göre ritüeller geliştirdi. Sorgulamaları onu öyle bir noktaya getirdi ki, “Batan her şey sonlu bir şeydir, o halde onlara tapmak boş bir uğraştır. Bunları da var eden bir güç var” diyerek bir üst güç varlığı aramaya başladı.
Hanif (duru, tertemiz ve şüpheden ari) inanca sahip olan İbrahim peygamber bu sonuca tekamül yolculuğunda yaşadığı bu sorgulamalar neticesinde ulaşmıştır. Bu yüzden dinler tarihinde tek Tanrı inancı dediğinizde aklımıza ilk önce İbrahim peygamber gelir.
Ülkemizde her kavram içi boşaltılmış ve kulaktan dolma bilgilerle hayatın içinde var edilmeye çalışıldığı içindir ki, ateizm ve ateist kavramları da bundan nasibini almıştır. Ateistlik yaşam planında Tanrı’nın insana sunduğu en önemli lütuflardan bir tanesidir. Kendi kendine artık “Ben hayat yolumu tek başıma yürümeye karar verdim” dediğin zamanlardan geçmeye başlamışsındır. Fizik ya da metafizik hiçbir kavram içindeki soruların cevabına yetmez olmuştur. Hayat sana tek başına yürüyeceğin ve kimseye minnet etmeyeceğin bir yaşam parkuru hazırlamıştır. Bu parkurda yürürken kimseden yardım istememeye ve kimseye minnet etmemeye karar vermişsindir.
Bu hayat yolculuğu senin kendine güveneceğin ve kendi kendini yetiştireceğin bir yolculuk olacaktır. Bu yolculuk bittiğinde parkurun sonunda seni bekleyen yine Tanrı olacaktır. Senin kendi kendine yetme mücadeleni keyifle seyretmiş, etrafımda kimse yok dediğin, kendini yalnız hissettiğin zamanlarda her zaman sana eşlik etmiştir.
Yazının özellikle son paragrafına itiraz edilebilir, kabul edilmeyebilir, saçma denilebilir. Yaşadığım hayat bana bunu tüm iliklerime kadar hissettirerek deneyimlettirdi. Bu anlamda ateizm benim için yürüdüğümüz hayat yolculuğunda önemli bir etaptır ve bu etabı sağa sola bulaşmadan, inançlarla alay etmeden ancak kendi yoluna bakarak geçiren ateistlerin ciddi bir güç kazanarak ve yepyeni bilinç ile hayata bambaşka yerden bakarak insanlığa katkı sunabilecek değerler olduğuna inanırım.
Fizik ve metafizik, madde ve mana, ruh ve beden; hayatın içinde beraber varlar. Tanrı var ya da yok kısır döngüsü içinde zamanımızı öldürmek yerine mevcutta yürüdüğümüz yolun keyfini sürmeyi öğrendiğimizde olması gereken, hissetmemiz gereken, görmemiz gereken ne varsa zaten göreceğiz.
Düşünün ki Tanrı var ve siz onu aşağılayarak, onu yok sayarak ondan bir şey eksiltemezsiniz. Düşünün ki Tanrı yok ve siz Tanrı yok diye yaşamsal sorumluluklarınızı görmezden gelerek mutlu olamazsınız. O halde adım atmamız gereken ilk gerçek yürüdüğümüz yolun hakkını vermektir, ne gerekiyorsa…
Dediğim gibi yaşadığım hayat bana ateizmin tekamül yolculuğunda uğranması gereken bir etap olduğunu öğretti ve bu etap öyle bir etap ki tek başınıza hayatı göğüsleyebilecek bütün donanımları size hediye ediyor ve yepyeni bir bakış açısı ve yepyeni bir farkındalıkla hayata devam etmenizi sağlıyor.
İster inanın ister inanmayın ancak yolun sonunda Tanrı bizi bekliyor.